Salon’da Ane Brun Konseri
Sanatçımız Norveçli olunca bir ön yargılar, bir “seviyoruz ama konseri nasıl olur ki acaba”lar oluyor, olmuyor değil. Fakat soğuk memleketten gelmiş olsalar da pek sıcaklardı. Bir de klişe: müzikleri ile kalplerimizi ısıttılar!
Zorlu Center PSM’de Müthiş Take 6 Konseri
Ünlü akapella grubu Take 6’in Türkiye’de konser vereceğini duyunca çok heyecanlanmıştım. Bu sene 25.yılını kutlayan 10 Grammy sahibi grubu canlı dinlemek güzel olur diye düşündüm ve 12 Kasım’da Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi’ndeki konserlerine gittik.
Contemporary İstanbul’da Beğendiklerim
Güzel bir İstanbul gününde sanat fuarına gitmek için yola çıktık. Fakat önce, hazır yolum da düşmüşken Gezi Parkı'na uğramak istedim. Park; oynayan çocuklar, banklarda oturan amcalar ve kitap okuyan gençlerle doluydu. Olması gerektiği gibi... Parktan sonra yürüyerek...
Saint Petersburg’a 4 Günlük Gezi (Rusya)
Petersburg’daki arkadaşlarımızı ziyarete aylar öncesinden karar verdik. Gitmişken güneşin neredeyse hiç batmadığı tarihleri seçelim, hatta madem Beyaz Geceler’de gidiyoruz 21 Haziran’da da orada olalım dedik…
Berkun Oya’dan Babamın Cesetleri
Berkun Oya çok acayip bir adam. İşlerini yakından takip ederim ve hep çok saygı duyarım. Babamın Cesetleri’ni izlemeden önce sahneye koyuşu açısından bir farklılık bekliyordum. Hani tüm tiyatrolar klasikten vazgeçip fiziksel ve yüzüne tiyatro örneklerini sergilemeye başladı ya, o anlamda bir değişiklik beklemiştim. Fakat iyi ki böyle bir deneme yapılmamış, zira mükemmel bir metin, inanılmaz oyunculuklar ile son zamanlarda izlediğim en iyi tiyatro oyunlarından birini ortaya koymuşlar.
Televizyonda Ne İzlesek? #3
Geldik yeni bir sezon başlangıcına daha ve izlememizi tavsiye ettikleri bir dolu şey var. Ben geçen senelerde olduğu gibi yine kendi beğenilerimi yazayım istedim.
Bol Ödüllü Film: Yozgat Blues
İstanbul Film Festivali’nde “Uzak İhtimal” filmi ile Altın Lale En İyi Yönetmen ödülü alan Mahmut Fazıl Coşkun’un ikinci filmi olan Yozgat Blues sıcak ve samimi bir hikayeyi beyaz perdeye taşıyor. İstanbul Modern’deki Biz De Varız! sinema günlerinde izlediğim film için ciddi bir kalabalığı yarmamız ve yer bulmak için koşturmamız gerekti.
Sophie Hunger Konseri
Akbank Caz Festivali kapsamında sahne alan Sophie Hunger’dan, bir arkadaşım sayesinde haberim oldu. “Mutlaka dinlemeliyiz, takip ediyorum çok başarılı bir şarkıcı!” dedi. Gittik, dinledik. Babylon’daki performansını izledikten sonra, bir sonraki konser için şimdiden sözleşmiştik.
Jehan Barbur featuring İlhan Erşahin Konseri
Blogu açalı yıllar olduğundan artık şöyle cümleler kurabiliyorum: Senelerrr evvel Jehan Barbur’u anlatan kısa bir yazı yazmıştım.”Saatlerce Dinlenilebilen Kadın”
O zamanlar da belli bir çevrede popülerdi ama şimdiki kadar değil. Hak ettiği üzere günler geçtikçe kendisini dinleyenlerin sayısı bir hayli arttı. Ve dün 23.Akbank Caz Festivali kapsamındaki konserinde bu artışa ne kadar çok sevindiğimi anladım.
Caz Festivali’nde Birsen Tezer Konseri
23.Akbank Caz Festivali’nde canlı canlı, ağlaya sızlaya dinledik Birsen Tezer’i. Sesi, ifadesi, şarkıları… İnanılmaz bir geceydi.
Doğumda Çocuklar Karışırsa?: Benim Babam Benim Oğlum/Like Father, Like Son
Bu seneki FilmEkimi maceram Hirokazu Kore-eda’nın 2013 Cannes’da Jüri Ödülü’nü alan filmi ile başladı. Konusuyla ve karakterleriyle seyirciyi hemen içine alan film, doğumdan 6 yıl sonra bebeklerinin karıştığını öğrenen, hem ekonomik hem sosyal olarak bambaşka olan iki ailenin çocukları görmek için görüşmelere başlamalarını ve değişimlerini anlatıyordu.
Kim Ki-duk’tan izlemesi zor film: Moebius!
Kim-Ki-Duk izlemeye bu filmle başladığım için mutsuzum şu an. Zira Acı (Pieta) , Zaman (Shi gan) ve İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış… Ve İlkbahar (Bom yeoreum gaeul gyeoul geurigo bom) filmlerini bir çok kişiden duydum fakat henüz izleyememiştim. Şu saatten sonra da izleyebilir miyim bilemiyorum.
Yani hiç bir sanat eğitimi olmaması ve 30lu yaşlarında ilk filmini izlemesine rağmen Uzak Doğu’nun en önemli iki yönetmeninden biri sayılan Kim Ki-Duk’u tek bir filmiyle değerlendirmemeliyim belli ki ama… ama…
Rocker Olmayan Bir Müzikseverin Rock’n Coke Günü: 7 Eylül 2013
Gündüz alana ayak bastığımızda ilk Rock’n Coke deneyimim için çok geç kaldığımı düşünüyordum. Gece saat 2 gibi eve vardığımızdaysa bu düşüncenin yerini “bir sonrakinde festivalde Keşif Sahnesi’nin programına Film Festivali programına çalışır gibi çalışıp gitmeli, ne güzel sesler dinledik ve keşfettik” hissiyatı almıştı.
Yine Bir Gelecek ve Olaylar Olaylar: Oblivion
Bilim kurgu sevmem dedikçe, bilim kurgu izliyorum. Üstelik Tom Cruise’u bilim kurgudan daha fazla sevmem! Neyse izlemiş bulundum, bari bir iki cümle kurayım.
Yine Bir Neill Blomkamp Filmi: Elysium/Yeni Cennet
District 9’u gerçekten çok büyük bir beğeniyle izlemiştim. Belgesel ve bilim kurgunun bir arada olması beni çok etkilemişti. Yönetmenin yaklaşık 3 katı bütçeyle yaptığı bu yeni filmi ise District 9’ın yanına bile yaklaşamamış olmakla birlikte yine de kurgusal gerçekliği çok başarılı bir şekilde yaratıyor.
İki Günlük Paris Gezisi (Fransa)
Her sene 1 ülke hedefim vardı malumunuz. Geçen sene Libya’yı gidip görmek nasip olmuştu. Bu sene ise Brüksel, Paris, Amsterdam, Rotterdam, Luksemburg ve Brugge’a gidip, 4ülke görmek kısmet oldu. Yediğim içtiğim bana kalsın, ki kalmayacak onları da anlatacağım, gezdiğim gördüğüm yerleri anlatayım size…[…]
Son Zamanlarda İzlediğim En İyi Film: 7 Casaj – 7 Kasa
Bizim festival programımızın ilk filmi için heyecanla koşturarak Rexx sinemasına gittik. Tam herkes yerine oturdu ki yetkili bir kimse, filmin ilk kopyasında sorun olduğunu, o nedenle ikinci kopyayı oynatacaklarını, eğer sıkıntı olursa paramızın geri iade edileceğini söyledi. Heyecanımız kursağımızda filme bir şey olmasın diye dua ederek seyretmeye başladık ama….
Birinci dakikadan itibaren ikinci kopyaymış, bozulabilirmiş, para iadesiymiş… Hepsini unuttum. 105 dakika boyunca, son zamanlarda izlediğim en iyi filme gözlerimi diktim. Öyle ki Toronto Film Festivali dahil bazı festivallerde gösterilen ve adaylıkları bulunan film, benim şimdiye kadar izlediğim tüm filmler içinde ilk 10’a girebilir! […]
Çehov’un Vişne Bahçesi Sahnede
Şimdiye kadar 10’a yakın oyununu izleme şansı bulduğum ve yeni oyunlarını heyecanla bekleyip, koşa koşa gidip izlediğim Engin Alkan, bana göre Türk Tiyatrosu’nun en önemli yönetmenlerinden. Vişne Bahçesi bu sezon boyunca izlemek istedim, biraz geç oldu ama sonunda bu nefis oyunla buluştum.[…]
İKSV Genel Müdürü Görgün Taner Bey’den Açık Mektubuma Yanıt
İKSV'ye Açık Mektup adlı yazımı yayınlamamın üstünden henüz bir gün geçmişti ki, İKSV'nin Genel Müdürü Görgün Taner Bey'den, konuyla ilgili telefonda görüşmek istediğini belirten bir e-mail aldım. Öncelikle, telefonda da teşekkür ettim ama, koca bir vakfın başında...
İKSV’ye Açık Mektup
Sayın İKSV Yetkilileri,
Genellikle şikayet maillerime yanıt alamadığım için yıllardır sıkıntı duyduğum(uz) bir konuyu buradan sizinle paylaşmak istiyorum.[…]