jehanbarbur-02

instagram.com/chillection

Blogu açalı yıllar olduğundan artık şöyle cümleler kurabiliyorum: Senelerrr evvel Jehan Barbur’u anlatan kısa bir yazı yazmıştım.”Saatlerce Dinlenilebilen Kadın

O zamanlar da belli bir çevrede popülerdi ama şimdiki kadar değil. Hak ettiği üzere günler geçtikçe kendisini dinleyenlerin sayısı bir hayli arttı. Ve dün 23.Akbank Caz Festivali kapsamındaki konserinde bu artışa ne kadar çok sevindiğimi anladım. Zira diğer caz konserlerinin aksine CKM’yi full dolduran kalabalığın yaş ortalaması bir hayli düşüktü. Caz dinleyileri arasına, her ne kadar Jehan Barbur biz caz yapmıyoruz dese de, daha genç dinleyicilerin katılması heyecan verici.

Konser Jehan Barbur’un müthiş şarkılarıyla başladı. Sahnede kendisine Cenk Erdoğan naylon telli ve perdesiz gitarda, Berkant Çelen elektrik gitarda, Murat Çopur bas gitar ve geri vokalde,  Evrim Tüzün ise klavyede eşlik etti. İlk iki şarkıdan sonra mükemmel yetenek İlhan Erşahin saksafonuyla sahnedeydi. Ve Çağrı Sertel klavyenin başına geçmişti. İkili her solo performanslarından sonra seyirciden büyük alkış aldı. Gerçekten dinlemeye doyamadık. Yaklaşık (hiç emin değilim!) 5-6 şarkı kadar sahnede kaldılar ve kulaklarımızın pasını sildiler.

jehanbarbur-01

twitter.com/ozgecehreli

Jehan Barbur konuklarını yolcu ettikten sonra albümlerinden parçalar söylemeye devam etti. Seni Seviyorum parçasının içinde Sarı adlı kendi şiirini okudu. İlk defa dinledim bu şiiri ve mükemmeldi.  Ayrıca bir şarkısının sonunu sözleri Sezen Aksu’ya müziği Erkan Oğur’a ait Bir Ömürlük Misafir ile bitirdi, ki müthişti performansı.

Bir akşam Birsen Tezer, öbür akşam Jehan Barbur ve her iki akşam müthiş müzisyenleri dinlemek çok iyi geldi. Ne diyelim, müziğinize sağlık!

httpv://www.youtube.com/watch?v=r-LCLmHhjwU

httpv://www.youtube.com/watch?v=cxvcr29xN8c

httpv://www.youtube.com/watch?v=xkDGD7IHUQU

Not: CKM’deki her iki konserde solistlerin mikrofonlarının sesi çok ayarsızdı, orkestranın 2-3 katı çıktı sesleri. Maşallah ikisinin de sesi derya gibi olunca, bazı yerlerde çok yüksek geldi kulağımıza. Benzer şekilde bir kaç enstrümanın sesi de zaman zaman kulak tırmalayacak kadar yüksekti. (Örneğin: Birsen Tezer’in kanunu, defler…) Konserler bu kadar muhteşem olmasa o ses düzeniyle ortaya iyi bir şey çıkması zor olurdu. İlgililerin dikkatine,