Günde 140 Kelime ile Anlaşmak ve Ormanda Tiyatro
Dot dedi ki biz ormandayız, açık havada sahnemiz var gelin. Haydaa!
Tamam dedim gidelim, bakalım bu sefer nasıl bir mekanla karşılaşacağız? En kalın kışlık kabanım, ayağımda yünlü çorap, kahve termosum ve kamp sandalyemi aldım, Üsküdar’dan Kemerburgaz Kent Ormanı’na açık havada oyun izlemeye gittim. True story!
Tiyatro Sezonu Açıldı: Fahrenheit 451
Kim derdi ki tiyatro sezonu açılacak ve sezonun ilk oyununu evimde seyredeceğim! Değişik zamanlardan geçiyoruz dostlar ama enteresan bir hızda da adapte oluyoruz.
7 Ekim günü saat 20:30 da telefonumu sessize aldım, odanın ışıklarını kapattım ve full ekranda 85 dakika tek perde Türkiye’nin ilk online tiyatro oyunu prömiyerini seyrettim.
Karantina’da Müzikal : 7 Şekspir Müzikali
Karantina herkesi farklı bir yerinden vurdu. Kimi sarılamadığından, kimi seyahat edemediğinden yakınıyor… Benimse en büyük sıkıntım tiyatroyu çok özlemem…
Şehir Tiyatroları’nda Son İzlediklerim: Şekerpare, Cibali Karakolu, Fehim Paşa Konağı ve Şahane Züğürtler
Geçen sezonda şehir tiyatrolarında izlediklerim… Hepsi kalabalık, emekli prodüksiyonlar.
Yorumlarımın yeni sezonda gidecekler için ön bilgi olması dileğiyle…
DasDas’ın Yeni Sahnesinde Timsah
İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında yepyeni bir sahnede izlediğimiz oyunun tamamına baktığımda, hem komedi düzeyi, hem eleştirel metni, hem de başarılı oyuncu performansları ile kalabalık grupların gidip izleyebileceği, herkese hitap edecek bir oyun olduğunu söyleyebilirim.
Pss Pss’a mı yoksa seyirciye mi daha çok şaşırdık?!
….
Bir kere bunu “büyüleyici performans” gibi abartılı tanımlamanın, Yetenek Sizsiniz Türkiye+Güldür Güldür performansından hallice bir şey izleyen biz “çocuk olmayan” seyircileri kandırmak olduğunu düşünüyorum. Tamam, iyi bir fiziksel-jimnastik performans vardı. Çok zor hareketleri başardılar ama buna yazıldığı gibi “çok zekice kurgulanmış” hiçbir şey eşlik etmedi.
….
Gece Sempozyumu Bize Ne Anlatıyor?
Bu oyunun yazısına her şeyden önce üzerine uzunca düşünülebilecek ve konuşulabilecek bir iş çıkarmış olmalarını alkışlayarak başlamak istiyorum. Zira İstanbul Tiyatro festivalini aklım yettiğinden beri takip etmeye çalışan biri olarak, ağzımı açık bırakan, kafamı allak bullak eden oyunları bizimle buluşturmalarına alışık bünyem son senelerde oldukça sarsıldı.
Her Gün Biraz Daha / A Bit More Everyday
İran’dan kesitler sunan, İranlı yazar, yönetmen ve oyuncuları içeren filmler ve oyunlar beni değişik bir biçimde içine alıyor. Hem coğrafi olarak çok yanıbaşımızda olmalarından hem de İran’ın köklü kültür, eğitim ve sanat birikiminin politikalarla geldiği noktayı görebilmemizden etkileniyorum sanıyorum.
İki Kişilik Yaz
Oyun bitiminde yüzümde hem keyiften bir gülümseme, hem de 35ime az kalmışken aklıma doluşan deli sorulardan dolayı bir endişe hali vardı. Konu itibariyle günümüz kadın-erkek ilişkilerini ve ilişki klişelerinden ayrılıp değişime açık olma durumunu sorgulayan oyun hem pembe bir romantizm, hem en umutsuz yaşlarda bile umut edebileceğiniz yeni şeyler olabileceğini, olabilecek en tatlı hikayeyle ve en tatlı şekilde anlatıyor.
On İki Öfkeli Adam ve #Cehennem
Şehir Tiyatroları ve Devlet Tiyatrolarından suç-adalet kavramlarını sorgulayan iki oyun…
Uyuduğum Tiyatro Oyunları: Kısasa Kısas ve Sersem Kocanın Kurnaz Karısı
Tiyatro emekçilerine çok saygı duyuyorum ve iyi bir tiyatro izleyicisi olduğumu düşünüyorum. Fakat tiyatroya emek verenler kadar ben de seyirci olarak zamanımı ve paramı harcayıp, üstüne beklentilerle oyun izlemeye gidiyorum. E oyunları da beğenmeyince bir çift kelam etmeye hakkım olsun artık.
Geçmiş Zaman Olur Ki: Huysuz ve Dövüş Gecesi
Tiyatro oyunu diye gidiyorsunuz, elinize bir oylama cihazı veriliyor. İçeri bir giriyorsunuz, karşınızda adaylar. Önce görünüşlerine göre, sonra söylemlerine göre adayları oylayıp bir başkan seçmeye çalışıyorsunuz…
Soytarılar Lear’ın Hikayesini Anlatırsa
İKSV geçtiğimiz seneki 19.Uluslararası Tiyatro Festivali’nde 450. doğum yılı sebebiyle Shakespeare oyunlarına yer vermişti. Festival için Sertdemir’den de oyun istenmiş ve ortaya Altıdan Sonra Tiyatro ve Pangar Tiyatro ortak yapımı “Soytarım Lear” çıkmış. Meşhur “Kral Lear” tragedyasını soytarılara anlattırıp çok daha grotesk ve karanlık bir hale getirirken, aynı zamanda soytarıların hareketli ve çılgın enerjisini sahneye taşımak istemiş. Yiğit Sertdemir ile ikinci karşılaşmam işte bu oyun ile oldu.
Kimsenin Ölmediği Bir Günün Ertesiydi
Asker bir babanın erkek vücudunda doğan kadın ruhlu çocuğu Umut. Ailesi ve toplum tarafından dışlanan, seks işçiliği dışında bir şey yapamayan, dövülmesi normal, öldürülmesi daha da normal olanlardan trans Umut’un hayatından ve çocukluğundan kesitleri izliyoruz…
Kısa Kısa #10 – Kabare, Kapıların Dışında, Michalengelo, İsim Şehir Hayvan ve Alevli Günler
Bu oyunları izleyip yazılarını yazalı çok oldu ama paylaşmak bugüne kısmetmiş:
Kısa Kısa #1 – Dot’tan Makas Oyunları 1, Altın Ejderha ve Yüksek
Dot Tiyatro’nun izlediğim son üç oyunu. Artık bildiğiniz üzere Karatavuk ile başlayan Dot maceram hız kesmeden devam ediyor. O oyundan bu yana hemen her oyunlarını izledim. Aşağıda bahsedeceğim üç oyunu da muhtelif zamanlarda izledim. İzledikten sonra yazılarımı yazmıştım fakat derleyip yayınlamak bugüne kısmetmiş.
Berkun Oya’dan Babamın Cesetleri
Berkun Oya çok acayip bir adam. İşlerini yakından takip ederim ve hep çok saygı duyarım. Babamın Cesetleri’ni izlemeden önce sahneye koyuşu açısından bir farklılık bekliyordum. Hani tüm tiyatrolar klasikten vazgeçip fiziksel ve yüzüne tiyatro örneklerini sergilemeye başladı ya, o anlamda bir değişiklik beklemiştim. Fakat iyi ki böyle bir deneme yapılmamış, zira mükemmel bir metin, inanılmaz oyunculuklar ile son zamanlarda izlediğim en iyi tiyatro oyunlarından birini ortaya koymuşlar.
Çehov’un Vişne Bahçesi Sahnede
Şimdiye kadar 10’a yakın oyununu izleme şansı bulduğum ve yeni oyunlarını heyecanla bekleyip, koşa koşa gidip izlediğim Engin Alkan, bana göre Türk Tiyatrosu’nun en önemli yönetmenlerinden. Vişne Bahçesi bu sezon boyunca izlemek istedim, biraz geç oldu ama sonunda bu nefis oyunla buluştum.[…]
Bilmeyenler için Tiyatro Adabı!
"Seyircilerin eğitilmesi ile ilgili Muhsin Ertuğrul: 1927'de yeni seyirciler yetiştirmek için "talebe matineleri" yapmış. Seyircilerin adabını oluşturmak için iki sayfalık bir broşür hazırlanmış. Muhsin Ertuğrul'un kaleme aldığı "Tiyatro Adabı" adlı bu broşürün baş...
Civan Canova’nın Yazıp Yönettiği Oyun: Düğün Şarkısı / Akhilleus ile Ophelia
Birçoğumuzun oyuncu olarak tanıdğı Civan Canova aslında oyunculuğunun yanı sıra sağlam bir oyun yazarı. Canova’nın Açelya Akkoyunlu ile evliliğinden yola çıkarak yazdığı Düğün Şarkısı / Akhilleus ile Ophelia daha önce İzmir Devlet Tiyatrosu tarafından Işıl Kasapoğlu’nun yönetmenliğinde oynanmış. Bu sezon ise Civan Canova’nın kendi tekstini yönetmesiyle yeniden hayat bulmuş.[…]