Yeni Sanat Mekanımız “Artİstanbul Feshane”
İBB Miras’ın 2022-2023 yılları arasında arasında gerçekleştirdiği restorasyon ve yeniden işlevlendirme çalışmalarının ardından İstanbul’un önemli endüstri mirası yapılarından Feshane-i Amire “Artİstanbul Feshane” adıyla açılmıştı. Henüz açılışındaki fotoğraflardan bile ilgimi çeken mekana gidebilmek ise”Ortadan Başlamak” adlı serginin 15 Ekim’e uzatılan kapanış tarihinden önce kısmet oldu.
Mimarca Detay #10 – Sezai Özdemir’i Tanımak
Uzun zamandır yıllar evvel the Magger’da yayınlanan Mimarca Detay serisindekiler gibi bir yazı yazmamıştım. Fakat hayat böyle işte, yarım saatliğine Artistanbul Feshane’deki sergiyi yazmak için bilgisayar başına oturmuşken son 5 saattir bir ressamın hayat hikayesinin içine düştüm.
İstanbul Modern’e Kavuştuk!
Nihayet, “Türkiye’nin ilk modern ve çağdaş sanat müzesi” İstanbul Modern’imiz -kent suçu Galataport’un içinde olsa da- kapılarını açtı.
1 Yılda Gittiğim Tek Sergi Mekanı: Arter, ve Güncel Sergiler
Kişisel eve kapanmamın üstünden tam bir yıl geçti. Mart 2020’den Mart 2021’e kadar evden çalıştığım için bu sürede resmen sayabildiğim kadar az kere dışarı çıktım.
Fakat geçen ayın ortasında, havaların müthiş sıcak olduğu bir dönemde, evde Esra Ceyhan’ın programındaki Uçan Adam Sabri gibi krizler geçirmeye başladım.
Sanatsız kalmış, hayat damarlarımdan biri kesilmiş gibi bir haldeyken, yolculuğu hayalimde 45 kere filan canlandırıp tüm kovid risklerini hesap edip en aza indirmeye çalışarak kendimi dışarı attım.
Buyurun kısaca binayı tanıtayım ve sergilerden minik minik bahsedeyim:
Sanal Sergi Deneyimi: İstanbul Modern Şimdinin Peşinde
Günümüz dünyasında insanlık hallerine odaklanan Şimdinin Peşinde adlı koleksiyon sergi 2018-2020 yılları arasında İstanbul Modern’in Beyoğlu’ndaki geçici mekanında ziyarete açıktı.
33 sanatçının 42 çalışmasına yer veren, insanın kentle, doğayla, fiziki çevresiyle ve kendi benliğiyle olan ilişkisini; tarihsel, toplumsal ve kişisel bağlamda irdeleyen yapıtları bir araya getiren sergi, pandemi döneminde online ziyarete açıldı.
Üvercinka; Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’ndan Bir Seçki
Universal Everything sergisi ile birlikte aynı tarihler arasında Borusan Contemporary’de görülebilecek Üvercinka sergisi, Cemal Süreyya’nın şiirine atıf yapan eserleri Necmi Sönmez’in küratörlüğünde bir araya getiriyor.
Universal Everything: Akışkan Bedenler Sergisi
Üvercinka sergisi ile birlikte aynı tarihler arasında Borusan Contemporary’de görülebilecek Akışkan Bedenler Sergisi, çoğunlukla içine giremekten ve duygusunu hissedememekten yakındığım çağdaş video sanatına beni yaklaştırdı.
ArtInternational’da Beğendiklerim ve Keşfettiklerim
Uzun yıllardır gittiğim fuarlar arasında en çok eser beğendiğim fuar olarak aklıma kazıldı ArtInternational. Gerçekten her galeri çok özenli parçalar getirmişti ve fuarı gezen kitlenin tüm bu özene ilgisi büyüktü. Ben de her seferinde olduğu gibi beğendiklerimi, araştırmak istediklerimi, gördüğüm detayları fotoğrafladım ve not aldım. İşte fuarda en beğendiklerim:
İstanbul’u Görmeden Gezmek: Karanlıkta Diyalog
Etkinliği duyduğum andan itibaren gitmek ve bu deneyimi yaşamak istedim ama internet sitesinde yazan bir dolu açıklamaya, insanların paylaştığı deneyim hikayelerine rağmen o kapıdan girene kadar başıma tam olarak ne geleceğini kestiremedim. […]
13. İstanbul Bienali’nden Kalan Notlar
Aylar geçti, ben ancak yazabiliyorum. Bütün şehrin bienale dönüştüğü zamanlardan geçtik, geçiyoruz ve maalesef bu yazıyı bienalin hemen sonrası yazmaya fırsat bulamadım. Ama yazmasam da olmazdı. Sizlerin okuması için geç olmuş olsa bile, kendime Antrepo’dakini 3 kere gezdiğim bienalle ilgili notlarımı kaydetmeliyim. […]
Kentsel Dönüşüme Odaklanan Sergi: Musibet
İstanbul Tasarım Bienali / İstanbul Modern Sanatlar Müzesi / 13 Ekim – 12 Aralık 2012
Emre Arolat küratörlüğündeki sergiyi İstanbul Tasarım Bienali Açılış partisi sonrasında, saat akşamın 10unda gezdim.[…]
Van Gogh Alive Dijital Sanat Sergisi
Van Gogh, hayat hikayesiyle birlikte resimlerine baktığımda içimi acıtan bir ressamdır benim için. Ortaokuldayken resim atölyemizde tanıştım hikayesiyle, sonra burada yazdım onu, sonra Hakan Gerçek’in müthiş oyununda izledim, sonra da Amsterdam’da Van Gogh müzesini gezdim. Son durak İstanbul’daki Van Gogh Alive sergisi oldu.[…]
Son Zamanlarda Neler İzledim? Dizi ve Film Önerileri – Temmuz 2021
Haziran sonu itibariyle kapalı sinema salonları açıldı fakat genel bir kamuoyu yoklaması yaptım, henüz erken dediler korkuttular beni, çift aşıya kadar bekleyeceğim. Açık sinema gösterimlerine de bilet bulamadım bir türlü istediğim filmlere…
Neyse bundan sonra daha keyifle, beyaz perdede film izleyeceğim/iz günler yakındır umarım diyorum.
Son Zamanlarda Neler İzledim? Dizi ve Film Önerileri – Nisan 2021
Öyle bir noktadayım ki, şu küçük laptop ekranına bakarak 1 saniye daha bir şey izlemek istemiyorum ve sinemaların kapısına kendimi zincirlemeye çok yakınım.
Böyle desem de 1 yılı aşkın süredir 7/24 evde olan biri olarak bir şeyler tüketiyorum yine de. Ama mutlu muyum? Kim mutlu ki…
Son Zamanlarda Neler İzledim? Dizi ve Film Önerileri – Mart 2021
En son Ocak ortasında izlediklerimi toparlayıp listelemiştim. Aradan yaklaşık 1,5 ay geçmişken, neler izlemişim, neleri beğenmiş nelere boşa vakit harcamışım bir bakalım.
Yine kısa kısa ve kendimce kategorilere ayırarak yazıyorum. Eğer bir platformdan izliyorsam onu da belirtiyorum ama bazıları da malum yerlerden, ask google please! =)
Son Zamanlarda Neler İzledim? Dizi ve Film Önerileri
Sürekli evde olma lanetindeyken, üstümüze bir dolu platform, dizi ve film attılar. Fakat samanlıkta iğne arıyor gibiyiz. Şöyle bir baktım dünya kadar diziyi, filmi tüketmişim ama tatmin seviyem düşük.
Bir de bu süreçte fark ettim ki ben sinema dışında bir yerden iyi film izlemeyi bilmiyormuşum, ya da bu küçük ekranlarda izlediklerim beni beyaz perdede izlemek kadar etkilemiyor. İkisinden biri.
Eylül’de Mubi’de Neler İzledim?
Malum evlerdeyiz. Yani en azından ben evdeyim. =) Şahsen Mart ayında kapandığım evden, evden çalıştığım ve pandemi yüzünden panik atağımsı bir halde olduğum için oldukça sınırlı dışarı çıkıyorum. Ne tiyatroya ne sinemaya aylardır gidemiyorum ve çok fena özledim, ağlayacak kadar!
O yüzden bu ihtiyacımı mümkün mertebe güzel filmleri bulup izleyip ruhumu doyurarak gidermeye çalışıyorum. Mubi’ye çok eskiden üye olmuştum ama fırsat bulamıyordum izlemeye, şimdi ise hakkını veriyorum diyebiliriz..
İşte bu ay izlediğim filmler:
RBG ile Tanışmamış Olanınız Var Mı?
Ruth Bader Ginsburg ismini maalesef ölümüyle vesilesiyle duydum. (Benim cahilliğim! ) Tüm dünyanın, özellikle Amerika’daki kadınların büyük bir üzüntüyle paylaştığı ölüm haberlerinden kim olduğuyla ilgili bilgileri öğrendikçe hayatı ve yaptıkları oldukça ilgimi çekti.
Bu harika kadınla ilgili 2 film olduğunu öğrenince, sırayla izlemek istedim. Önce özellikle yaşını ve yaşadıklarını kısa kısa notlarla anlattığım hayatının kısa bir özetini, sonra ise filmleri anlatacağım.
Televizyonda Ne İzlesek? #6
Yeni TV rehberimden selam ve sevgilerimle… Yine bu yazımda yerli ve yabancı takip ettiğim, severek izlediğim dizileri ve tv şovlarını paylaşıyor olacağım.
88.Oscar Töreni Adayları (Tam Liste), Tahminler ve Kazananlar
Sevdiğimiz Oscar ayları geldi… E haliyle gönül yayımızda bir titreme var. Senenin izlediğim filmleri aşağıda kırmızı renkli olanlar ve ayrıca yine bu izlediğim filmlerle ilgili kısa notlarım şu yazıda sıralı…
İzleme maratonunu yapalım, yorumları ve buradaki tahminler ilerleyen günlerde…
Televizyonda Ne İzlesek? #5
Yine bir TV rehberi ile karşınızdayım ve yine memleket televizyonlarıyla başlıyorum. Herkesin konuştuğu üzere televizyon sektörü garip günlerden geçiyor. Sürekli kalkan diziler, saçma bir reyting sistemine kurban giden ve/ya hak etmediği şekilde yüceltilen işler doluştu. Kendi işimi yaptığımdan günün her saati televizyona göz gezdirmişliğim var. Bir türlü çözemediğimiz gündüz kuşağı sorunu anladığım kadarıyla devam ediyor. Herhangi birisine 2 dakikadan fazla dayanamadığım programlar ve diziler mevcut.
12 Senede Çekilen Film: Boyhood / Çocukluk
12 yıl boyunca aynı oyuncular ve aynı ekiple çekilen hikaye, bir çocuğun 12 yıllık hayatını ve büyürken yaşadıklarını seyirci ile belgesel tadında paylaşıyor. Her geçen sahnede gözümüzün önünde büyüyen Ellar Coltrane, kariyerine çok derin bir giriş yaparken, pek sevdiğim oyuncular Patricia Arquette ve tabi ki Ethan Hawke’ın yaş almalarını seyretmek enteresan bir deneyim oluyor.
Kısa Kısa #24: Dramlar: The Judge, Deux Jours, Une Nuit ve A Day Late and A Dollar Short
Yine bir dram serisi ile karşınızdayım ama bu sefer daha hafif olanları ile. Duyguların hepsi insana ait, kaçış yok, buyurun:
Kısa Kısa #23 – Müzikaller: Jersey Boys, Into The Woods ve Walking on Sunshine
Müzikal filmleri genel olarak sevmiyorum. O hep aradığım gerçeklik duygusu yok oluyor, konsantre olamıyorum. Yine de sonuna kadar izlemeyi başardığım, senenin öne çıkan üç müzikali:
Kısa Kısa #22 – Dram: Still Alice, The Fault In Our Stars, The Immigrant ve The Disappearance of Eleanor Rigby :Them
Gerilimdir, senenin öne çıkanlarıdır derken bir kadın olarak kare asım ağlatmalı romantikleri unutmamam lazım. İşte sırada bu senenin romantik dramları.
Kısa Kısa #21 ? Gerilelim! Gone Girl, The Double, Nightcrawler ve The Treatment
Karşınızda senenin iyileri arasından seçtiğim 4 gerilim filmi:
Wes Anderson’ın Son Bombası : The Grand Budapest Hotel / Büyük Budapeşte Oteli
Filmi izleyeli sanıyorum bir yıla yaklaştı fakat hala bende bıraktığı tat mevcut. Benim gibi hafıza noksanı bir insanın izlediği bir filmle ilgili duygularını, üzerinden bu denli zaman geçmesine rağmen hatırlaması, filmin etkisinin ciddi bir ölçüsüdür.
Kısa Kısa #20 – Senenin “dahi”leri: The Theory of Everything, Mr.Turner ve The Imitation Game
Bu sene iyi “dahi” filmi yaptı… Elimize nereye atsak bir mucit, bir sanatçı, bir bir şey… Bunlar arasından en ses getiren üçü için, buyurun:
87.Oscar Töreni Adayları (Tam Liste), Tahminler ve Kazananlar
Merhaba! Her sene olduğu gibi bu sene de Oscar telaşı başladı! Diğer yıllardan farklı olarak, adayların açıklandığı gün (15 Ocak) hemen hemen tüm filmleri izlemiş olmanın verdiği haklı gururu taşırken, öte yandan henüz onda birinin bile yorumunu yazamamış olmanın sıkıntısındayım. Zaman dar, yazılacak yorumlanacak tahmin yürütülecek çok konu var. Artık hız alma zamanı! Tören yapılacak 22 Şubat’a kadar sinemayla yatıp kalkılacak süper günlere… İşte adaylar:
Kısa Kısa #19 – 2013’ten Kalanlar: Starred Up, The Invisible Woman, The Book Thief ve Night Moves
Yine Oscarlar yaklaşıyor ve ben yine izlediğim tüm filmlerin yorumlarını buraya yazmaya çalışırken helak olacağım ama yapacak bir şey yok. Neticede silah zoruyla yazdırmıyorlar, para kazandığım da yok, sırf kendi zevkime kendimle yarışıyorum. Bu sefer 2013’ten kalan 4 film ile ilgili yorumlarımı ileteceğim:
Kısa Kısa #18 – Romantik Komediler: That Awkward Moment, Cuban Fury ve The Other Woman
Biraz da kafamızı boşaltacağımız, elimizde bir işlerle uğraşırken (ki benim için hemen her filmde genelde öyle oluyor!) bir yandan da sempatik hikayeler bulacağınız, hoş vakit geçirebileceğiniz bazı romantik komedileri seçtim. Bazen ağır konular ve aksiyonlardan sıkılınca, bu tip filmler izlemek çok hoşuma gidiyor. Her zaman kalite, etkileyicilik, inanılmaz oyunculuklar filan beklemek olmaz değil mi? Buyurun:
Kısa Kısa #17- 2014 Dünya Sinemasından Romantik Dramlar: Highway, Hoje Eu Quero Voltar Sozinho ve Dabba
Yeni yılın ilk yazısındaki komedilerden sonra bu yazıda dram ve gerilim filmlerinden seçkiler yaptım. Soğuk günlerde battaniye altından izlemelik… İyi seyirler,