- Yönetmen: Wes Anderson
- Tür: Komedi , Dram , Polisiye
- Yapım: 2013, İngiltere, Almanya
- Oyuncular: Ralph Fiennes, Tony Revolori, F. Murray Abraham
- Süre: 100 dk
?20. yüzyılın başlarında iki savaş arasındaki dönemde geçen hikayede, Avrupa’nın hayali Zubrowka şehrinde bulunan Büyük Budapeşte Oteli’nin ihtişamlı dönemine tanık oluyoruz. Gustave H, otelin işleyişini büyük bir profesyonellikle idare eden, müşterilerini dahi en ince ayrıntılarına kadar tanıyan bir konsiyerj görevlisidir. Bir gün otele bellboy ve komi görevlisi olarak Zero Mustafa adında genç bir adam gelir ve kısa zamanda aralarında yakın bir arkadaşlık başlar. İkili birbirlerinin sırdaşı olurken yaşadıkları şehir de büyük bir savaşa doğru sürüklenmektedir. Bu esnada Gustave’ın yaşlı sevgilisi Madame D. esrarengiz bir şekilde hayata veda eder, ikili Madame D.’ye veda etmek için yola çıkar. Bir asilzade olan Madame D.’nin şatosuna vardıklarında miras bölüşümünün yapıldığı toplantıya denk gelirler. Madame D., Gustave’a miras olarak paha biçilmez bir Rönesans tablosu bırakmıştır ve bunun açıklanmasıyla aile içerisinde büyük bir karmaşa çıkar. Bu andan itibaren belalarla dolu bir maceraya atılan Gustave ve Zero, gerçeklerin peşinde koşarken dışarıda da bir çağ değişmektedir?”
Filmi izleyeli sanıyorum bir yıla yaklaştı fakat hala bende bıraktığı tat mevcut. Benim gibi hafıza noksanı bir insanın izlediği bir filmle ilgili duygularını, üzerinden bu denli zaman geçmesine rağmen hatırlaması, filmin etkisinin ciddi bir ölçüsüdür.
En son, yine atmosferi ve hissiyatıyla müthiş bulduğum Moonrise Kingdom’da bıraktığımız Anderson, yine 100 dakika boyunca yarattığı dünyada başımızı döndürüyor. Bir yönetmenin iz bırakabilmesi ve başarılı olması için “ayrı bir dünya yaratması” en önemli kriter. Tıpkı Tarantino ve Tim Burton gibi her filminde renkleri, karakterleri, mekanları, diyalogları ve hikayesi bambaşka bir dünyanın içine seyirciyi bırakan yönetmenin şimdiye kadarki en iyi işlerinden biri The Grand Budapest Hotel.
Kadrosu yıldızlar geçidi gibi olan, her saniyesinde bir başka önemli oyuncunun yer aldığı film, oyunculuklarla göz dolduruyor. Ralph Fiennes, kendisini izlediğin en başarılı performansını sergilerken, Tony Revolori ve Murray Abraham her sahnelerinde adeta parlıyor.
Absürd bir kara komedi olmasına karşın, komedi dozu yüksek ve kurgusuyla her dakika izleyicinin dikkatini üst düzeyde tutmayı başaran film, masalsı anlatımın en başarılı örneklerinden birini ortaya koyarken, sinemanın enleri arasında kendine şimdiden önemli bir yer edindi.
Mutlaka izlemenizi tavsiye ederim.
İyi seyirler,
Trackbacks/Pingbacks