“Küratörlüğünü Emre Arolat’ın üstlendiği Musibet, 95 tasarımcı ve mimarın, bugünün İstanbul’unu mimari tasarım ve kentsel dönüşüm çalışmaları açışından irdeleyen ve sorgulayan 30’un üzerinde projesini bir araya getirecek. Seçilen çalışmalar ve bunların sergi alanındaki konumlandırılmasını göz önünde bulundurarak küratör tarafından bir “yerleştirme” olarak tanımlan “Musibet”, sorunlara çözüm üretmek yerine yeni soruların sorulması için bir platform yaratmayı amaçlıyor.
İstanbul Modern’de, EAA-Emre Arolat Architects tarafından özel olarak tasarlanan 1.400 metrekarelik bir mekâna yayılan sergide, maket, video, fotoğraf ve interaktif oyun gibi farklı çalışmalarla musibetin çeşitli yansımaları gösterilirken, “tasarımın gündelik hayattan uzak, değdiği her şeyi meşrulaştıran bir gücü olmadığı” fikrinin altı çizilecek.
“Dönüşüm” başlığı altında, İstanbul’da son dönemde bir tür musibet olarak gündemde olan kentsel dönüşüm yasası ve bu yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte bir mutenalaştırma -gentrification- çabası olarak ortaya konan kentsel dönüşüm projeleri sorgulanacak. Bu süreçlerin aktörlerinden biri olan TOKİ’nin gerçekleştirdiği büyük toplu konut projeleri ile son dönemde inşa edilen adalet sarayları, okullar ve bazı yönetim binaları kanalıyla devreye giren bir tür kimlik dayatması, üst üste çakıştırılarak irdelenecek.
“Anti-Bağlam” başlığında ise yenidünyanın evrensel kabulleri, yeni teknolojilerdeki değişimler, mimari ve moda tasarımı pratikleri arasındaki paralellik tartışılacak.”
Emre Arolat küratörlüğündeki sergiyi İstanbul Tasarım Bienali Açılış partisi sonrasında, saat akşamın 10unda gezdim. Gezmek yaklaşık 1 saat sürdü ama bir kere daha gidip sindire sindire tekrar gezmem gerekli. Zira o akşam hayli kalabalık davetliler nedeniyle, serginin bir çok odasına yarım yamalak girebildim.
Bienalin iki ana sergisinden biri olan Musibet, adına uygun olacak bir biçimde ufak ufak sıkıcı bir mekanda sergilenen ve kentsel dönüşümü odağına alan bir çalışmalar bütününü barındırıyor. Bu çalışmalar, sergiyi izlemeye gelenlerin kafasında soru işaretleri oluşturmaya yönelik.
İkinci sefer gezdiğimde daha uzun bir yazı yazarım belki ama şimdilik en çok dikkatimi çeken çalışmalar olan; parçalardan oluşan ve tek bir noktadan bakıldığında İstanbul silüetini oluşturan 2.resimdeki çalışma, İstanbul haritası üzerinde cami,alışveriş merkezi ve cumhuriyet anıtlarını işaretleyerek gözler önüne süren çalışma, interaktif bir oyun olan ve üzerinde yeşil, TOKİ, star mimar gibi butonlara sahip bir zemin ve karşısında bir ekran içeren kent yaratma oyunu, alternatif İstanbul tarihi çalışmalarını öncelikli olmak üzere bu sergiyi mutlaka gezmenizi tavsiye ederim.