Grande Exhibitions Avustralya tarafından tasarlanan ve Singapur’daki dünya prömiyerinin hemen ardından Abdi İbrahim’in katkılarıyla önce 

10 Şubat-15 Mayıs tarihleri arasında İstanbul Karaköy Antrepo 3’te, ardından da 15 Ekim-30 Aralık tarihleri arasında Ankara Cer Modern’de sanatseverlerle buluşacak olan Van Gogh Alive, izleyiciyi ışık, renk ve ses senfonisinin içine alıyor.

Van Gogh Alive, bu üretken sanatçının 1880-1890 yılları arasındaki çalışmalarını ve hayat deneyimlerini keşfetme; bugün dünya çapında tanınan başyapıtlarının birçoğuna imza attığı yerler olan Arles, Saint Rémy ve Auvers-sur-Oise’da geçirdiği dönem zarfındaki düşüncelerini, duygularını ve ruh halini yorumlama fırsatı sunuyor.

Güçlü bir klasik müzikle senkronize olarak değişen, dev boyutlardaki 3.000’den fazla Van Gogh görüntüsü; ekranları, duvarları, kolonları, tavanı ve hatta yeri de dolduran heyecan verici bir gösteri yaratarak, ziyaretçilerini ünlü ressamın eşsiz tarzını oluşturan coşkulu renkler ve canlı detaylarla büyülüyor.

Dinamik, bilgilendirici ve görsel olarak görkemli olmaya programlanmış olan SENSORY4 içeriği; 40 yüksek çözünürlüklü projektörden aynı anda akıp zengin surround ses sistemiyle karışarak, ziyaretçiye nefes kesici ve etrafını saran bir gösteri ziyafeti sunuyor.

Van Gogh Alive’da “Çalışan Adam”, “Yeşilimsi Bir Başlık Giymiş Yaşlı Köylü Kadını”, “Çiçek Açmış Erik Ağacı”, “Gri Şapkalı Otoportre”, “Vazoda 12 Ayçiçeği”, “Vincent’ın Yatak Odası”, “Teras Kafe”, “Sandalye ve Pipo”, “Ren Nehrinde Yıldızlı Bir Gece”, “Süsen Çiçekleri”, “Buğday Tarlası ve Kargalar”, “Kırmızı Üzüm Bağı”, “Sargılı Kulaklı Otoportre” gibi bir döneme damgasını vurmuş eserler yer alıyor.

Sergi, ziyaretçilere dahi ressamın fırtınalı hayatını kronolojik olarak göstermek için güçlü bir klasik müzik kullanıyor. Harekete geçiren bu müzik, Van Gogh’un hikâyesinin duygusal yönlerini yansıtarak, sanatçının muhteşem kariyeri boyunca yansıttığı sanatını ve ruh halini daha zengin bir deneyimle ziyaretçiye sunma olanağı sağlıyor.

Van Gogh’un hikâyesini anlatmak için seçilen müziklerden bazıları şöyle: Handel-Sarabande, Edouard Lalo-Piano Concerto 1. Movement I, Gus Viseur-Coeur Vagabond, Barber-Bubamara (Vivaldi versiyonu), Arvo Part-Fratres For Cello And Piano, Carl Nielsen-String Quartet in D minor 1883, Sakura “Cherry Blossoms”, Geleneksel Japon Klasik Koto Müziği, John Zorn-Kiev 3 (çello), Camille Saint.

Van Gogh, hayat hikayesiyle birlikte resimlerine baktığımda içimi acıtan bir ressamdır benim için. Ortaokuldayken resim atölyemizde tanıştım hikayesiyle, sonra burada yazdım onu, sonra Hakan Gerçek’in müthiş oyununda izledim, sonra da Amsterdam’da Van Gogh müzesini gezdim. Son durak İstanbul’daki Van Gogh Alive sergisi oldu.

Serginin dijital olan kısmına girmeden, klasik sergi düzeninde Van Gogh’un bazı önemli resimlerini ve yıl yıl değişimini anlatan metinleri okuyorsunuz.

Sonra simsiyah bir oda ve kolonlarda yerlerde duvarlarda Van Gogh resimleri… 10 yıllık bir resim üretim döneminde sadece 1 tane tablosu satılan bu büyük ressamın kişisel tarihini müthiş müzikler eşliğinde izliyorsunuz. Resimler teknolojik imkanlar kullanılarak bazı resimler hareketlendirilmiş, bazıları katmanlaştırılmıştı.

Defalarca okuduğum hayat hikayesini ve defalarca gördüğüm resimleri bir de böyle bir anlatımla izlemek çok güzeldi. Hele sunumun finali…

Bu güzel sergiyi yakın zamanda ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Hatta 3.Antrepoya gitmişken, oradan çıkıp hemen yanındaki İstanbul Modern Sanat Müzesi’ni de gezmenizi dilerim.

Sanat dolu günler,