Mutlaka İzleyin! Al Midan / The Square / Meydan
Fragramanı tekrar izledim ve kalakaldım. Yazmaya başlayamadım. Film bittiğinde de salonda böyle kalakalmıştım.
Bu belgeseli 28 Mayıs 2013’ten önce izlesem çok farklı düşünürdüm belki fakat Gezi Parkı’nda toplandığımız o ilk günden beri, nedensiz yere biber gazı yediğimiz, uykusuz geceler geçirdiğimiz, öldürüldüğümüz o günlerden beri aynı kişiler değiliz.
Kısa Kısa #3 – İf2014 – Neposlusni, Under The Skin ve Siddharth
Bu sene İf’in açılışını “İstanbul Hayali” isimli belgeselle yapmıştım. O kadar sevdim ki, ayrı bir yazı olarak ele aldım, hatta üzerine kitaplar alıp okumalar yapacağım. Başka çok seveceğim ve/ya hakkında uzun yazmak isteyeceğim filmler olursa yine ayrıca yazarım, fakat kısa bahsetmek istediklerimi Kısa Kısa serisinde bulabilirsiniz.
JR, Sokak Sanatı ve İnside Out: People’s Art Project / Tersyüz: İnsanların Sanat Projesi
Hep söylüyorum: Festivallerin belgesel bölümleri benim için en önemli olan bölüm. Çoğu zaman galalar, ödüller daha az umurumda oluyor zira her seferinde acayip insanlarla ve dünyalarla tanışıyorum. İşte onlardan biri:
Şehrin Planlamasına Tarihsel Bir Bakış: İstanbul Hayali
Türkiye’nin ilk şehir plancısı Aron Angel’in (1916-2010) onurlu yaşamı çerçevesinde, yaptığı planlar, çalışmalar ve İstanbul örneği ile Türkiye’de şehircilik anlatılıyor. erken Cumhuriyet döneminden günümüze kadar şehirlerimiz, özellikle İstanbul nasıl bir değişim geçirdi. Huzurlu bir kent yaratmaya nereden başlamalı?
Nebraska
Öncelikle hikaye, senaryo çok başarılı olmuş. Hiç dile getirilmese de Alzheimer olduğunu sandığımız Woody’nin bir piyango peşinden gidiş esnasındaki yolculuğunun eşiyle, çocuklarıyla, geçmişiyle, hayatının son anlarına bakışıyla yüzleşmesi halini alması gerçekten çok ince düşünülmüş detaylarla doluydu. Spoiler olmaması açısından başka detay yazmıyorum.
Philomena
Oscar ödüllü İngiliz oyuncu Judi Dench’i en son The Best Exotic Marigold Hotel’de izleyip, yine hayran kalmıştık. Philomena’da bu hayranlığım iki katına çıktı diyebilirim. Yine kendisinden beklenildiği üzere mükemmel bir performansa imza atan oyuncu, tüm filmi Steve Coogan ile birlikte sırtlamış.
Kısa Kısa #2 – Oscar’14 Adayları: Blue Jasmine, August:Osage Country ve Before Midnight
İlk Kısa Kısa yazısından sonra ikincisi ile karşınızdayım efenim. Malum Oscarları kimlerin kucaklayacağını öğrenmemize az kaldı. Hal böyle olunca günde 1-2 film izleme ortalamasıyla yaşamaya başladım. Üstüne bir de !F başlayacak. İşim çok dolayısıyla… O nedenle hakkında uzun uzun yazmayı düşünmediğim filmleri tek bir yazıda irdeleyeceğim.
Yılın En İyi Filmlerinden: Aşk / Her
Çok beğendiğim filmlerin yorumunu yazarken zorlanıyorum, zira ne kadar iyi olduğunu izlemeden anlamanız zor gibi geliyor.
Spike Jonze senenin en beğendiğim, en çarpıcı ve en melankolik filmlerinden birine imza atmış. Senaryo bence kusursuz. Derdini, anlatmak istediklerini öyle temiz ve nokta atışlarıyla anlatıyor ki, ne bir eksik, ne bir fazla.
Senenin Bağımsızlarından: Short Term 12
Bu senenin bağımsızları arasında çok konuşulan film, çocuk bakım evinde çalışan Grace’i merkez alarak hem merkezdeki çocukları ve sorunlarını, hem de kadının kendi sorunlarını ele alıyor. Giriş ve kapanış sekanslarına bayıldığım filmin yönetmeni ve senaristi kısa filmleriyle ünlü Destin Cretton.
Sınırsızlar Kulübü / Dallas Buyers Club
Filmografisi pek de kalabalık olmayan yönetmen Jean-Marc Vallee’nin son filmi Dallas Buyers club, AIDS olduğunu öğrenen bir adamın yaşam mücadelesini anlatıyor. Kalan 30 günlük ömrünü kendi yöntemleriyle 2191 güne çıkarıp, ilaç sektörü ve sağlık sistemini ilişkin derin eleştirilerde bulunuyor.
Scorsese’nin Son Filmi: The Wolf of Wall Street / Para Avcısı
Amerikan borsasında komisyoncu olan Jordan Belfort’un biyografisinden uyarlanan filmin yönetmen koltuğunda Martin Scorsese var. Çalışkan yönetmen her filminde üzerine bir şeyler koyuyor ve her seferinde seyir keyfi daha da yükselen filmler yapıyor sanki.
12 Yıllık Esaret / 12 Years A Slave
Hunger ve Shame filmleri ile ne kadar iyi bir yönetmen olduğunu kanıtlayan Steve McQueen, yine çok başarılı bir yapımla karşımızda. Gerçek bir olayı anlatan kitaptan yola çıkarak çektiği film 12 Yıllık Esaret, özgür bir adamın köle olmasını ve geçirdiği 12 yılda yaşadıklarından kesitleri sunuyor. McQueen’in gerçekçi tarzı, uzun sayılabilecek film boyunca defalarca gözlerinizin dolmasına, boğazınızın düğümlenmesine neden oluyor.
Ortalama-Vasat Arası Bir Film: Kaptan Philips/ Captain Philips
Bu seneki Oscar’ın balonu da bu film sanırım. Olduğunun 10 katı abartılan filmi, aslında fragramanından bile neler olacağını az çok kestirerek izledim. Yine bir “God bless America” yapımı, yine ortalama oyunculuğuyla Tom Hanks, yine bilindik son. […]
Oscar’ın Bol Adaylısı: Düzenbaz / American Hustle
David O.Russell filmleriyle ilgili yorum yazarken zorlanıyorum. Çünkü neyi ne kadar beğendiğimi kafamda oturtamıyorum. Ama sırayla gidelim. […]
Bol Ödül Hakeden Bir Deneyim Filmi: Yerçekimi / Gravity
Filmi sinemada 3D olarak izleyip etkilenmeyen birilerinin olabileceğini sanmıyorum. Konuya böyle bodoslama girdim ama son yılların en iyi açılış sekansını izledik. Net. Ve uzun yıllar geçse de unutulmayacak bir deneyim oldu. Uzayda, yer çekimsiz ortamı iliklerimize kadar hissedip gerim gerim gerildik.
Televizyonda Ne İzlesek? #3
Geldik yeni bir sezon başlangıcına daha ve izlememizi tavsiye ettikleri bir dolu şey var. Ben geçen senelerde olduğu gibi yine kendi beğenilerimi yazayım istedim.
Bol Ödüllü Film: Yozgat Blues
İstanbul Film Festivali’nde “Uzak İhtimal” filmi ile Altın Lale En İyi Yönetmen ödülü alan Mahmut Fazıl Coşkun’un ikinci filmi olan Yozgat Blues sıcak ve samimi bir hikayeyi beyaz perdeye taşıyor. İstanbul Modern’deki Biz De Varız! sinema günlerinde izlediğim film için ciddi bir kalabalığı yarmamız ve yer bulmak için koşturmamız gerekti.
Doğumda Çocuklar Karışırsa?: Benim Babam Benim Oğlum/Like Father, Like Son
Bu seneki FilmEkimi maceram Hirokazu Kore-eda’nın 2013 Cannes’da Jüri Ödülü’nü alan filmi ile başladı. Konusuyla ve karakterleriyle seyirciyi hemen içine alan film, doğumdan 6 yıl sonra bebeklerinin karıştığını öğrenen, hem ekonomik hem sosyal olarak bambaşka olan iki ailenin çocukları görmek için görüşmelere başlamalarını ve değişimlerini anlatıyordu.
Kim Ki-duk’tan izlemesi zor film: Moebius!
Kim-Ki-Duk izlemeye bu filmle başladığım için mutsuzum şu an. Zira Acı (Pieta) , Zaman (Shi gan) ve İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış… Ve İlkbahar (Bom yeoreum gaeul gyeoul geurigo bom) filmlerini bir çok kişiden duydum fakat henüz izleyememiştim. Şu saatten sonra da izleyebilir miyim bilemiyorum.
Yani hiç bir sanat eğitimi olmaması ve 30lu yaşlarında ilk filmini izlemesine rağmen Uzak Doğu’nun en önemli iki yönetmeninden biri sayılan Kim Ki-Duk’u tek bir filmiyle değerlendirmemeliyim belli ki ama… ama…
Yine Bir Gelecek ve Olaylar Olaylar: Oblivion
Bilim kurgu sevmem dedikçe, bilim kurgu izliyorum. Üstelik Tom Cruise’u bilim kurgudan daha fazla sevmem! Neyse izlemiş bulundum, bari bir iki cümle kurayım.
JR, Sokak Sanatı ve İnside Out: People’s Art Project / Tersyüz: İnsanların Sanat Projesi
Hep söylüyorum: Festivallerin belgesel bölümleri benim için en önemli olan bölüm. Çoğu zaman galalar, ödüller daha az umurumda oluyor zira her seferinde acayip insanlarla ve dünyalarla tanışıyorum. İşte onlardan biri:
Şehrin Planlamasına Tarihsel Bir Bakış: İstanbul Hayali
Türkiye’nin ilk şehir plancısı Aron Angel’in (1916-2010) onurlu yaşamı çerçevesinde, yaptığı planlar, çalışmalar ve İstanbul örneği ile Türkiye’de şehircilik anlatılıyor. erken Cumhuriyet döneminden günümüze kadar şehirlerimiz, özellikle İstanbul nasıl bir değişim geçirdi. Huzurlu bir kent yaratmaya nereden başlamalı?
Nebraska
Öncelikle hikaye, senaryo çok başarılı olmuş. Hiç dile getirilmese de Alzheimer olduğunu sandığımız Woody’nin bir piyango peşinden gidiş esnasındaki yolculuğunun eşiyle, çocuklarıyla, geçmişiyle, hayatının son anlarına bakışıyla yüzleşmesi halini alması gerçekten çok ince düşünülmüş detaylarla doluydu. Spoiler olmaması açısından başka detay yazmıyorum.
Philomena
Oscar ödüllü İngiliz oyuncu Judi Dench’i en son The Best Exotic Marigold Hotel’de izleyip, yine hayran kalmıştık. Philomena’da bu hayranlığım iki katına çıktı diyebilirim. Yine kendisinden beklenildiği üzere mükemmel bir performansa imza atan oyuncu, tüm filmi Steve Coogan ile birlikte sırtlamış.
Kısa Kısa #2 – Oscar’14 Adayları: Blue Jasmine, August:Osage Country ve Before Midnight
İlk Kısa Kısa yazısından sonra ikincisi ile karşınızdayım efenim. Malum Oscarları kimlerin kucaklayacağını öğrenmemize az kaldı. Hal böyle olunca günde 1-2 film izleme ortalamasıyla yaşamaya başladım. Üstüne bir de !F başlayacak. İşim çok dolayısıyla… O nedenle hakkında uzun uzun yazmayı düşünmediğim filmleri tek bir yazıda irdeleyeceğim.
Yılın En İyi Filmlerinden: Aşk / Her
Çok beğendiğim filmlerin yorumunu yazarken zorlanıyorum, zira ne kadar iyi olduğunu izlemeden anlamanız zor gibi geliyor.
Spike Jonze senenin en beğendiğim, en çarpıcı ve en melankolik filmlerinden birine imza atmış. Senaryo bence kusursuz. Derdini, anlatmak istediklerini öyle temiz ve nokta atışlarıyla anlatıyor ki, ne bir eksik, ne bir fazla.
Senenin Bağımsızlarından: Short Term 12
Bu senenin bağımsızları arasında çok konuşulan film, çocuk bakım evinde çalışan Grace’i merkez alarak hem merkezdeki çocukları ve sorunlarını, hem de kadının kendi sorunlarını ele alıyor. Giriş ve kapanış sekanslarına bayıldığım filmin yönetmeni ve senaristi kısa filmleriyle ünlü Destin Cretton.
Sınırsızlar Kulübü / Dallas Buyers Club
Filmografisi pek de kalabalık olmayan yönetmen Jean-Marc Vallee’nin son filmi Dallas Buyers club, AIDS olduğunu öğrenen bir adamın yaşam mücadelesini anlatıyor. Kalan 30 günlük ömrünü kendi yöntemleriyle 2191 güne çıkarıp, ilaç sektörü ve sağlık sistemini ilişkin derin eleştirilerde bulunuyor.
Scorsese’nin Son Filmi: The Wolf of Wall Street / Para Avcısı
Amerikan borsasında komisyoncu olan Jordan Belfort’un biyografisinden uyarlanan filmin yönetmen koltuğunda Martin Scorsese var. Çalışkan yönetmen her filminde üzerine bir şeyler koyuyor ve her seferinde seyir keyfi daha da yükselen filmler yapıyor sanki.
12 Yıllık Esaret / 12 Years A Slave
Hunger ve Shame filmleri ile ne kadar iyi bir yönetmen olduğunu kanıtlayan Steve McQueen, yine çok başarılı bir yapımla karşımızda. Gerçek bir olayı anlatan kitaptan yola çıkarak çektiği film 12 Yıllık Esaret, özgür bir adamın köle olmasını ve geçirdiği 12 yılda yaşadıklarından kesitleri sunuyor. McQueen’in gerçekçi tarzı, uzun sayılabilecek film boyunca defalarca gözlerinizin dolmasına, boğazınızın düğümlenmesine neden oluyor.
Ortalama-Vasat Arası Bir Film: Kaptan Philips/ Captain Philips
Bu seneki Oscar’ın balonu da bu film sanırım. Olduğunun 10 katı abartılan filmi, aslında fragramanından bile neler olacağını az çok kestirerek izledim. Yine bir “God bless America” yapımı, yine ortalama oyunculuğuyla Tom Hanks, yine bilindik son. […]
Oscar’ın Bol Adaylısı: Düzenbaz / American Hustle
David O.Russell filmleriyle ilgili yorum yazarken zorlanıyorum. Çünkü neyi ne kadar beğendiğimi kafamda oturtamıyorum. Ama sırayla gidelim. […]
Bol Ödül Hakeden Bir Deneyim Filmi: Yerçekimi / Gravity
Filmi sinemada 3D olarak izleyip etkilenmeyen birilerinin olabileceğini sanmıyorum. Konuya böyle bodoslama girdim ama son yılların en iyi açılış sekansını izledik. Net. Ve uzun yıllar geçse de unutulmayacak bir deneyim oldu. Uzayda, yer çekimsiz ortamı iliklerimize kadar hissedip gerim gerim gerildik.
Televizyonda Ne İzlesek? #3
Geldik yeni bir sezon başlangıcına daha ve izlememizi tavsiye ettikleri bir dolu şey var. Ben geçen senelerde olduğu gibi yine kendi beğenilerimi yazayım istedim.
Bol Ödüllü Film: Yozgat Blues
İstanbul Film Festivali’nde “Uzak İhtimal” filmi ile Altın Lale En İyi Yönetmen ödülü alan Mahmut Fazıl Coşkun’un ikinci filmi olan Yozgat Blues sıcak ve samimi bir hikayeyi beyaz perdeye taşıyor. İstanbul Modern’deki Biz De Varız! sinema günlerinde izlediğim film için ciddi bir kalabalığı yarmamız ve yer bulmak için koşturmamız gerekti.
Doğumda Çocuklar Karışırsa?: Benim Babam Benim Oğlum/Like Father, Like Son
Bu seneki FilmEkimi maceram Hirokazu Kore-eda’nın 2013 Cannes’da Jüri Ödülü’nü alan filmi ile başladı. Konusuyla ve karakterleriyle seyirciyi hemen içine alan film, doğumdan 6 yıl sonra bebeklerinin karıştığını öğrenen, hem ekonomik hem sosyal olarak bambaşka olan iki ailenin çocukları görmek için görüşmelere başlamalarını ve değişimlerini anlatıyordu.
Kim Ki-duk’tan izlemesi zor film: Moebius!
Kim-Ki-Duk izlemeye bu filmle başladığım için mutsuzum şu an. Zira Acı (Pieta) , Zaman (Shi gan) ve İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış… Ve İlkbahar (Bom yeoreum gaeul gyeoul geurigo bom) filmlerini bir çok kişiden duydum fakat henüz izleyememiştim. Şu saatten sonra da izleyebilir miyim bilemiyorum.
Yani hiç bir sanat eğitimi olmaması ve 30lu yaşlarında ilk filmini izlemesine rağmen Uzak Doğu’nun en önemli iki yönetmeninden biri sayılan Kim Ki-Duk’u tek bir filmiyle değerlendirmemeliyim belli ki ama… ama…
Yine Bir Gelecek ve Olaylar Olaylar: Oblivion
Bilim kurgu sevmem dedikçe, bilim kurgu izliyorum. Üstelik Tom Cruise’u bilim kurgudan daha fazla sevmem! Neyse izlemiş bulundum, bari bir iki cümle kurayım.
Yine Bir Neill Blomkamp Filmi: Elysium/Yeni Cennet
District 9’u gerçekten çok büyük bir beğeniyle izlemiştim. Belgesel ve bilim kurgunun bir arada olması beni çok etkilemişti. Yönetmenin yaklaşık 3 katı bütçeyle yaptığı bu yeni filmi ise District 9’ın yanına bile yaklaşamamış olmakla birlikte yine de kurgusal gerçekliği çok başarılı bir şekilde yaratıyor.
Son Zamanlarda İzlediğim En İyi Film: 7 Casaj – 7 Kasa
Bizim festival programımızın ilk filmi için heyecanla koşturarak Rexx sinemasına gittik. Tam herkes yerine oturdu ki yetkili bir kimse, filmin ilk kopyasında sorun olduğunu, o nedenle ikinci kopyayı oynatacaklarını, eğer sıkıntı olursa paramızın geri iade edileceğini söyledi. Heyecanımız kursağımızda filme bir şey olmasın diye dua ederek seyretmeye başladık ama….
Birinci dakikadan itibaren ikinci kopyaymış, bozulabilirmiş, para iadesiymiş… Hepsini unuttum. 105 dakika boyunca, son zamanlarda izlediğim en iyi filme gözlerimi diktim. Öyle ki Toronto Film Festivali dahil bazı festivallerde gösterilen ve adaylıkları bulunan film, benim şimdiye kadar izlediğim tüm filmler içinde ilk 10’a girebilir! […]