- Yönetmen: Jean-Marc Vallée
- Yapım: ABD, 2013
- Tür: Biyografik, dram
- Oyuncular: Matthew McConaughey, Jennifer Garner, Jared Leto
- Süre: 117 dk
“Film, uyuşturucu bağımlısı ve HIV taşıyıcısı Ron Woodroof’un hayatından esinleniyor. Ron Woodroof’a 1986 yılında AIDS yüzünden 30 günlük ömür biçilir. Teşhiş sonrası FDA kurumundan yasal onaylı olarak kullanabileceği tek ilaç olan AZT’yi almaya başlayan Ron hızla ölümün eşiğine doğru sürüklendiğini fark eder. Çareyi ABD’de yasal olmayan ama dünyanın dört bir yanında bulunan, doğal ilaçlara başvurmakta bulur. Kendisiyle ilgilenen doktorlardan biri olan arkadaşı Eve Saks’ın da yardımıyla Ron farkıdna olmadan çevresindeki hastalar içinde bir iletişim ve satış ağı kurmuş olur. “Dallas Buyers Club” olarak bilinen bu oluşum FDA’nın tedavisi yerine alternatif tıbbı tercih edenlerin çaresi olur ve dahası hastalar üzerinde onaylı AZT’den daha çok işe yarar. Fakat durum çok geçmeden fark edilir ve ilaç firmaları ve FDA Ron’a karşı büyük bir savaş açar.
Film 30 günlük ömrü kaldı dendikten sonra kendi doğal yöntemleriyle 2191 gün daha yaşamayı başaran Ron Woodroof’un kişisel mücadelesine odaklanıyor.”
Filmografisi pek de kalabalık olmayan yönetmen Jean-Marc Vallee’nin son filmi Dallas Buyers club, AIDS olduğunu öğrenen bir adamın yaşam mücadelesini anlatıyor. Kalan 30 günlük ömrünü kendi yöntemleriyle 2191 güne çıkarıp, ilaç sektörü ve sağlık sistemini ilişkin derin eleştirilerde bulunuyor.
Gerçek bir hikayeden yola çıkan filmde, kuşkusuz en çok konuşulan konu Matthew McConaughey ve Jared Leto’nun performansları. Hali hazırda her ikisine de Oscar adaylığı getiren, hem karakter yönetimi hem de fiziksel değişimleri anlamında zirveye çıktıkları filmi bu iki oyuncunun sırtladığını söylemek yanlış olmaz. Özellikle mimiklerinden çok vücuduyla görmeye alışkın olduğumuz, yakışıklılık kategorisinden oyuncu olduğunu düşündüğümüz McConaughey’in fiziksel dönüşümü (yaklaşık 20 kilo vermiş) ve oyunculuğu hayranlık uyandırıcı. Ayrıca Leto’nun filmin başlarındaki hali ile sonlarına doğru hastalığının artmasıyla kararan ruh halini yansıtışı gerçekten iyiydi.
Filmin başlangıcı biraz uzun, sonucu ise biraz kısa tutulmuş gibi geldi fakat gelişme bölümünün oldukça iyi kotarıldığını söyleyebilirim. Kurgu olarak biraz boşluklu ve zaman zaman dram dozu çok ağırlaşıyor olsa da, izlemesi zor bir film olmamış. Orijinal senaryo, kurgu ve makyaj dallarında da Oscar adayı olan filmin, en iyi filmde bir iddiası olmasa da oyunculuk dallarında ödül alabileceğini düşünüyorum. Ayrıca hem görüntü yönetimi, hem de kostüm-makyaj seçimlerini fena bulmadım.
Vizyonda ve !f Film Festivali’nde yer bulacak filmi izlemenizi tavsiye ederim.
İyi seyirler,
Trackbacks/Pingbacks