21 f 2019 | Mekan, Sahne Sanatları
Dada Salon Kabarett’e açıldığından beri gitmek istiyorum. Belki 40 defa bilet için Biletix’e girdim ama bir türlü elim gitmedi.
Birincisi, tecrübeyle sabit, çok yüksek beklentilerimin olduğu yerler ve çalışmalar ilk zamanlarında mutlaka can sıkacak aksaklıklarla dolu olur. Çocuğunun müsameresine gidip onun düşmesini izleyen veli gibi hissediyorum kendimi böyle durumlarda. O yüzden biraz daha “otursun” kafasında bir bekleme süreci yaşıyorum.
İkincisi ilk zamanlar oynayan Eğlenceli Cinayetler Kumpanyası’nın en düşük bilet fiyatları bile iki-üç kişi gitmek istediğimizde pahalıydı. (Şu aralar para o kadar değersiz oldu ki, 150TL bilet fiyatı ortalamanın azcık üstü gibi geliyor bana… Ama daha önce daha fazla gibi geliyordu. bknz. sadece Türkiye’de olan problemler!)
Velhasıl Dada Salon’a yolumun düşmesi Temmuz sonundaki son etkinlik olan Ceyhun Yılmaz’ın Nekre gösterisine kısmet oldu.
Ceyhun Yılmaz – Nekre
Dada Salonla ilgili izlenimlerimi paylaşmadan araya gösteriyle ilgili görüşlerimi yazayım istedim. Ceyhun Yılmaz’ı şiirleri ve radyo programları ile tanıyan biri olarak gösteri yapacağını duyduğumda iyi bir hikaye anlatıcısından güzel hikayeler dinleriz diye düşündüm. Fakat onun da ilk oyunuydu (maalesef).
Öncelikle teknik bir sıkıntı oldu. Ceyhun Yılmaz bütün şovu bir takım görseller ve müziklerle desteklemişti fakat görsellerin yansıtılacağı perde iplerden oluştuğundan biz seyirciler o görselleri düzgün göremedik. Dolayısıyla her görseli izah etmek durumunda kaldı. Ayrıca müzikler çok istediği yerlerde giremedi, sanıyorum bir koordinasyon eksikliği ya da ilk gün günahları oldu.
Fakat esas büyük sıkıntı birbirinden bağımsız hikayelerdeydi. Hiç bir ortak noktası ve bağlantısı olmayan hikayelerde giriş-gelişme-sonuç olmadığı gibi birinden diğerine geçişte de büyük kopukluklar vardı. Ceyhun Yılmaz büyük bir heyecanla sıra sıra dizdi kurguyu belli ki fakat biz seyirciler ne bu kısa kısa anlatımların içine girebildik ne de ne ara başladı ne ara bitti gösteri anlayabildik.
Fakat salon o kadar hoşuma gitti ve nereye bakacağımı şaşırdım ki, Ceyhun Yılmaz’ın bu vasat performansını görmezden gelip salonu anlatmaya geçmek istiyorum.
Dada Salon Kabarett
Mecidiyeköy’deki Quasar Tower’ın içinde bulunan mekana hem toplu taşımayla ulaşım çok rahat, hem de arabanız varsa otoparkı var. Kulenin henüz bomboş ve ürpertici atmosferini, kabarenin ihtişamlı karşılaması sonrası unutuyorsunuz ve giriş kapısı yanındaki camekanların içlerine odaklanıyorsunuz. Salonun kapısından içeri girince ise başınız dönmeye başlıyor.
Tavanda 24 farklı sanatçının yaptığı gergedan çizimleri/boyamaları ışık kutuları içinde boynunuzu ağrıtana kadar baktırıyor, Sahneye doğru uzanan kırmızı beyaz çizgili dalgalanan kaplama başınızı döndürüyor. Duvarlardaki sanat eserleri, aynalar, mottolar, asma kat ve pirinç korkulukları, kristalli avizeler, zemindeki damalı desen ve derken müthiş dev kitaplık…
D&R’a utanmasa çadır kuracak kadar çok kitap karıştırmayı ve keşfetmeyi seven biri olarak kitaplık dişlerimi kamaştırdı ama bu mekanda odağınızı bir yerde tutabilmek biraz zor. Kitaplığın üstünde yine farklı illüstratörlerin işlerinin yer aldığı mini bir sergi vardı, bu çalışmalara yöneldi ilgim. Ve tek tek bakarken en sol üstte bir illüstrasyon gördüm. Çok çok beğendim ama yukarıda olduğundan imzayı okuyamadım.
Gösteri sonrası çıkarken bir kez daha şansımı denedim imzayı okumak için ama baktım olmuyor eserin fotoğrafını çektim ve eve dönünce Dada Salon’un Instagram sayfasından eserin sahibini sordum. Sağolsunlar hemen yanıt verdiler, Gizem Vural’ın çalışmasıymış.
Bir mekanın içine bu kadar sanat doldurursanız olacağı bu ama Dada Salon’a ara verip Gizem Vural’dan bahsetmeliyim. Şu anda Amerika’da olan illüstratör müthiş bir yetenek. The New York Times’tan tutun The New Yorker’a kadar bir çok ünlü yayında çalışmaları basılan, özgür renk paleti ve hafif ama etkili çizgisiyle kendi stilini yaratmış sanatçının baskılarını şu adresten satın alabilirsiniz. Daha bir çok güzel çalışması içinse websitesini ziyaret edebilirsiniz. Bir Türk illüstratörün bu kadar özgün ve sanatsal işler yaratıyor olmasından ve kendisiyle bir sanatsever olarak tanışmaktan çok memnun oldum.
Dada Salon’a dönersek… Okan Bayülgen gibi ilk gençlik yıllarımızdan itibaren yaptığı tüm programlarla bizleri bir anlamda büyütmüş olan birinin sanata sadece mekansal bir artı katıp bu işin tüccarı olmasını tabi ki beklemezdim. Kendisinin sıklıkla söylediği esnaflık bakış açısı işin ticari yanı için doğrudur ve zorunludur elbet ama bir mekanı bu kadar sanatla doldurup gelen her izleyiciye mutlaka bir şey katarak o mekandan göndermek de ancak kendisi gibi vizyoner ve zeki birinin işidir.
İki temel sorunu var insanlığın. Adaletsizlik ve anlamsızlık. Birine karşı hukuku bulduk, diğerine karşı sanatı. Ama insanlar hukuka ulaşamadı. Ve sanat insanlara….
Blogumu açtığım ilk günden beri Nietzsche’nin bu sözü yazar alt bölümde. Ve bu blogda bahsettiğim her filmden, her oyundan, her sergiden bu yüzden bahsediyorum hep derim. Kimsenin bir şeyi araştıracak vakti, yeni yerleri görecek hevesi yok gibi geliyor bazen. Oysa Okan Bayülgen’in yıllardır söylediği gibi hayat sokaklarda ve hayatınızı anlamlandıracak sanat her yerde ama ona ulaşmak için siz de çaba göstermelisiniz. Bir gün evinizden çıkmanız lazım! Çıkın ki o salona gidip başınızı döndüren onlarca çalışmayı görün ve aslında sevmediğiniz bir gösteride mükemmel bir illüstratörle ve onun işiyle göz göze gelin.
Dada Salon’un yeni sezonu Eylül ayında açılıyor, biletler şimdiden satılıyor. Ben mutlaka güzel bir başka oyunu izleyeceğim, sizlere de tavsiye ederim.
Şimdiden iyi seyirler,
Not: Bu arada bahsetmeyi unuttum, salonda oyun izlerken içkinizi içebiliyorsunuz. Çok büyük ve güzel bir barı da var!
25 f 2014 | Sinema, TV
Artık dizilerin ve şovların sezon anlayışları değişti. Kimse eylül-ekimi sezon başlangıcı olarak takmıyor, muhtelif zamanlarda, muhtelif sürelerde ellerindeki işe göre yayınlıyorlar. Kendi beğenilerimi yazdığım “Televizyonda Ne İzlesek?” yazılarımda, bu sefer bir sezonu değil tüm seneyi yazıyor olacağım dolayısıyla.
Memleketimizin güzide kanallarından başlarsak diziler ve programlar açısından pek zayıf bir sezon geçirdik. Kayıp‘ı takip ediyordum fakat erken final yaptı, Bir Kadın Bir Erkek bitti, Okan Bayülgen çok tekrara düştüğünden gözümden de düştü. Bu ortamda İşler Güçler ekibinin yeni işi Kardeş Payı ilaç gibi geldi, büyük bir beğeni ile takip ediyorum. Hala sezon finali yapmadılar ve seneye ne olacaklarıyla ilgili bir fikrim yok.
Yine Star’da Binnur Kaya’nın efsane oyunculuğuyla severek takip ettiren Aramızda Kalsın ve denk geldiğimde izlediğim Yalan Dünya diğer beğendiklerim. Bunlar dışında yeni başlayan işlerden Uğur Polat’lı, Şebnem Bozoklu’lu ve Sevtap Özaltun’lu Ulan İstanbul’u takip etmeye başladım.
Sene boyunca kalan zamanları Acun Ilıcalı ve yarışmaları doldurdu. Adam bir şekilde ilgi çekmeyi başarıyor, en izlemiyorum diyen bile izliyor. Ayrıca Kanal D’deki Takip adlı yarışmayı da gördükçe izlemeye çalışıyorum.
Yabancı dizilerde ise yine oldukça fazla işi takip ettim. How I Met Your Mother ile yıllar sonunda finali görebildik. Severek takip ettiğim komedilerden 7.sezonu ile Big Bang Theory, 3.sezonu ile Two Broke Girls ve 6.sezonu ile Modern Family’i izlemeye devam ettim. Komedi dizilerime bir tane de polisiye komedisi ekledim. Brooklyn Nine-Nine adlı dizinin 1. sezonu 22 bölüm ile bitti ve yeni sezonu Eylül 2014’de başlayacak. İzlediğim dram-gençlik dizilerinden Switched at Birth 4.sezonu ve Pretty Little Liars ise 5.sezonu ile Haziran’da tekrar başladılar. Takip ediyorum.
Ayrıca bolca tavsiye edeceğim iki yeni dizi izlemeye başladım. Masters of Sex, 1957-1990 yılları arasında seks üzerine bilimsel araştırmalar yapan Dr.William Masters ile Virginia Johnson’ın başından geçen olayları anlatıyor. Thomas Maier’ın eserinden uyarlanan dizi 12 bölümlük ilk sezonu ile oldukça ses getirdi. 13 Temmuz’da yayınlanmaya başlayacak ikinci sezonunu merakla bekliyorum. Fargo ise Coen Kardeşler’in aynı adlı filminden esinlenen kara mizah-suç konulu bir mini dizi. Nisan’da başlayan dizi 10.bölümü ile sezon finalini yaptı. Gelecek sezon ise farklı hikayeler ve farklı karakterlerle yine izleyebileceğiz.
Birçok kez başlamaya niyetlensem de biteli uzun zaman olan Breaking Bad‘i hala izleyemedim. Bir de bolca övgü alan True Detective‘i izlemek istiyorum.
Sizin de tavsiyeleriniz olursa dikkate alırım. Gerçi baya yoğun bir dizi programım var hali hazırda ama yine de iyi işlere her zaman ayıracak vakit bulurum.
İyi seyirler,
16 f 2013 | Anasayfa, Sinema
Geldik yeni bir sezon başlangıcına daha ve izlememizi tavsiye ettikleri bir dolu şey var. Ben geçen senelerde olduğu gibi yine kısaca kendi beğenilerimi yazayım istedim.
Bizim kanallarımızla başlamak gerekirse, yeni başlayan dizilerden bu sene ilgimi çeken pek fazla iş yok açıkçası. İşler Güçler, Behzat Ç., Leyla ile Mecnun kalitesi ve tadında bir şey henüz yakalamış değilim. Fakat ilk iki bölümü ile merak uyandıran Kayıp, baya iyi bir işe benziyor, takip ediyorum. Onun dışında denk gelirsem Yalan Dünya ve Bir Kadın Bir Erkek izliyorum. Ayrıca Güneşi Gördüm ve MedCezir’e de göz ucuyla bakmaktayım.
Diziler dışında, Okan Bayülgen haftada 3 gece program yapacağını söyledi ve geçen senelerdeki konseptte olacağını belirtti. Dolayısıyla kendisinin Makine Kafa, Muhallebi Kafa ve Çıplak Kafa programlarını ara ara da olsa izleyeceğim demektir. Bir de pek çok kişi esprilerini bayat bulsa da BKM Mutfak ekibinin gece şovu 3 Adam‘ı, Acun Medya’ya geçişi canımı sıkıyor olsa da, izliyorum.
Yabancı dizilere bakacak olursak, artık kabak tadı vermiş olsa da bunca senenin hatırına devam ettiğim How I Met Your Mother‘ın 9.sezonunu izliyorum. Son 3 sezonu son sezon diyerek izledik, o nedenle artık son mu bilmiyorum ama izleyip göreceğim. 7.sezonunda olan Big Bang Theory, 3.sezonundaki Two Broke Girls ve 5.sezonuyla devam eden Modern Family izlemeye devam ettiğim diziler.
Ayrıca 22 Ekim’de 4.sezonuna devam edecek olan Pretty Little Liars ve 2014te 3.sezonu başlayacak olan Girls‘ü merakla beklemekteyim. Bir de artık çok fazla kişiden tavsiyesini duyduğum Breaking Bad’i, bitmiş olsa da, izleyeceğim.
Bu sene televizyon/dizi programım pek yoğun değil. Hatta önceki senelere göre baya az. Filmlere daha çok vakit ayıracağım gibi gözüküyor.
Sezon arasında yine yazarım. Tavsiyelere de açığım.
İyi seyirler,
9 f 2012 | Sinema
Sıkça karşılaştığım sorulardan biri: Televizyon’da ne izliyorsun?
İzlediğim bir çok program ve dizi var. Hepsini ayrı ayrı ele almak biraz zor geldi. Ben de o yüzden tek bir yazıda tavsiyelerimi toparlayıp bitireyim istedim. Yeni dizilere başlarsam ayrı bir yazıyla yine duyururum.
Türk televizyonlarında birebir takip ettiğim, hiç kaçırmadığım çok az dizi var. Genelde arkada ses olsun diye televizyon açanlardan olduğumdan, her program hakkında fikrim oluyor. Ama büyük takipçisi olduğum ve önümüzdeki sezonda devam edecek işler de var:
Öncelikle, Okan Bayülgen – Kraliyet Ailesi programları vazgeçilmezlerim. Gece Kuşu’ndan beri izlediğim Okan Bayülgen’in bir iki senedir devam ettirdiği tematik programlarını, eğlence programlarından daha çok sever oldum. Hatta bu yaz, boş kaldıkça merak ettiğim konulardaki programların tekrarlarını izliyorum. Seçilen konu üzerine çağırılan akademisyen ve profesyonellerden oluşan konukları Okan Bayülgen’in muzip yönetiminde izlemek hem sıkıcı olmuyor, hem de öğretici oluyor.
Dizilerden ise iki sezondur favorim Behzat Ç.. Hemen her bölümünü kaçırmadan izlemeye gayret ediyorum. Ve muhalif duruşunu, samimiyetini, dram ve komedi ayarını çok beğeniyorum.
Yalan Dünya, geç keşfetmiş olsam da Leyla ile Mecnun (aynı ayarda Üsküdar’a Giderken diye bir dizi vardı ama erkenden bitirdiler. ) ve Bir Erkek-Bir Kadın ise denk geldiğimde izlemekten keyif aldığım diğer diziler.
Bu sezon hiç izlemediğim fakat izlemek istediğim diziler de var. Birincisi Suskunlar. Diğeri ise İşler Güçler. Etraftan çok övgü dolu söz duydum bu iki diziyle ilgili, deneyeceğim.
Konu yabancı dizilere geldiğinde ise iş biraz daha karışık. Tüm bölümlerini izlediğim ve takipçisi olduğum yabancı dizilerin sayısı bir hayli fazla. Bunun en önemli nedenlerinden biri ise sürelerinin kısa olması. Haliyle hızla izlenebiliyorlar. Çoğu reklamsız 20-30 dk’da bitiyor. (Yerli Dizi Yersiz Uzun!)
En sevdiğim dizilerin başında 3 farklı (ama akraba olan) ailenin hikayesini anlatan, Emmy ve Altın Küre ödüllü Modern Family geliyor. Onu, bilime meraklı dört ev arkadaşının maceralarını anlatan Emmy ödüllü The Big Bang Theory ve yakın arkadaşların ilişkilerini komik bir biçimde ele alan How I Met Your Mother izliyor.
Bunlar dışında, biri zengin diğeri kenar mahallede yaşayan iki kadının beraber yaşamaya ve iş kurmaya başlama hikayesi 2 Broke Girls, benzer şekilde iki farklı karakterin ev arkadaşlığını konu alan Apartment 23, Manhattan sosyetesinin skandallarla dolu hayatını anlatan Gossip Girl, bir lise öğrencisinin moda dünyasında yer edinmeye çalışmasını anlatan Jane By Design ve doğumda karışan iki kızın hayatlarını anlatan Switched at Birth takip ettiğim diziler.
Dizilerin çoğu komedi. Genelde işten eve geldiğimde yemek yerken veya uyumadan önce rahatlamak için dizi izliyorum. Bu nedenle komedi dizilerini daha çok tercih ediyorum.
Ayrıca ara ara Family Guy, Hot in Cleveland, The Simpsons ve Southpark‘ın eski bölümlerinden izliyorum. Bazen biriktirip 3-4 bölümü arka arkaya izliyorum. Bazen hafta hafta takip ediyorum. Bu aralar tüm diziler sezon arasında olduğundan yeni dizi arayışına da girmiş durumdayım.
Girls ve Pretty Little Liars‘ı deneyeceğim. Beğenirsem onları da ikinci yazıda yazarım.
İyi seyirler,
Not: Yukarda bahsi geçen dizilerin yeni sezon başlangıç tarihleri:
- Kraliyet ailesi ve Okan Bayülgen, bu dönem h.içi her akşam saat 20.00 de yarışma programlarıyla TV8 ekranlarında olacakmış…
- Behzat Ç., 21 Eylül’de Star TV’de 3.dönemine başlayacak.
- Leyla ile Mecnun TRT’de başladı.
- 1 Erkek -1 Kadın‘ın 5.sezonu ise 22 Eylül Cumartesi günü Star TV’de başlayacak.
- İşler Güçler ara vermeden sezona devam ediyor.
- Modern Family, 26 Eylül Çarşamba(4.sezon prömiyeri), ABC
- The Big Bang Theory, 27 Eylül Perşembe (6.sezon prömiyeri), CBS
- How I Met Your Mother, 24 Eylül Pazartesi(8.sezon prömiyeri), CBS
- 2 Broke Girls, 24 Eylül Pazartesi(2.sezon prömiyeri, yeni zaman dilimi), CBS
- Apartment 23, 23 Ekim Salı(2.sezon prömiyeri), ABC
- Gossip Girl, 08 Ekim Pazartesi (6.sezon prömiyeri), The CW
- Family Guy, 30 Eylül Pazar, Fox
- Hot in Cleveland, 28 Kasım Çarşamba,(4.sezon prömiyeri) / TV Land
- The Simpsons, 30 Eylül Pazar,Fox