Oscar’ın Bol Adaylısı: Düzenbaz / American Hustle

Oscar’ın Bol Adaylısı: Düzenbaz / American Hustle

americanhustle

  • Yönetmen: David O.Russell
  • Tür: Dram, Gerilim
  • Yapım: ABD, 2013
  • Oyuncular: Christian Bale, Bradley Cooper, Amy Adams, Jennifer Lawrence, Jeremy Renner
  • Süre: 137 dk

“1970’lerde geçen gerçek bir hikayeden uyarlanan filmde usta dolandırıcı Irving Rosenfeld ve ortağı Sydney Prosser genç ve yetenekli bir FBI ajanı olan Richie DiMaso tarafından yakalanır. Hüküm giymemelerinin ise tek bir yolu vardır: FBI için çalışmak… FBI’ın üst kademeli yöneticilerinden gelen bu teklifi kabul ederler; görevleri ise kendileri gibi usta bir şekilde dolandırıcılık yapan kimi insanları teşhis etmektir. Ajan DiMaso ve çalışma arkadaşları tarafından hazırlanan plana göre, bir kumar cenneti olan Arap Şeyhi?nin yönettiği Atlantic City’de ünlü kumarcıların katıldığı geniş çaplı bir oyun organize edeceklerdir. Başlarda son derece masumane ve zekice görünen bu plan, zamanla değişime uğramaya başlar.”

David O.Russell filmleriyle ilgili yorum yazarken zorlanıyorum. Çünkü neyi ne kadar beğendiğimi kafamda oturtamıyorum. Ama sırayla gidelim.

Yönetmenin Tesadüfler ve Üç Kral gibi pek de parlak olmayan filmlerinden sonra, 6 yıl ara verip geri dönüş yaptığı The Fighter, bir dolu ödül kucaklamıştı. Klasik dövüş filmlerinin yerine ağır bir aile dramasının üzerine temellendirilmiş bir hikayesi vardı. İki sene sonra gelen Silver Linings Playbook ise tam anlamıyla parladığı film oldu. Burada da romantik komedi anlayışına edebi ve sanatsal bir bakış açısı getirmişti. Şimdi, bir yıl sonra, yönetmen Fighter ve Silver L.P’daki başrolleriyle birlikte bir düzenbazlık hikayesi olan American Hustle ile karşımızda.

Diğer filmlerine nazaran daha az gerçekçi, karikatürize edilmiş karakterlerle dolu bir film var karşımızda. Üstüne 70lerin hem yaşam tarzı, hem moda anlayışı bakımından abartılı hali arka plana konulunca, film bir düzenbazlık hikayesinden çok komedi-müzikal etkisi vermiş. Yönetmenin istediğinin bu olmadığını ve karmaşa yaşadığını düşünüyorum. Bu karmaşa olduğu gibi bana geçti. Dolayısıyla filmle ilgili düşüncelerim karman çorman oldu.

Benim için hikaye bir işin olmazsa olmazı. Hikaye bu denli havada kalmışken sürenin bu kadar çok uzatılması da yorucu oldu. Çok çok daha kısa tutulabilirdi film, izlerken bu sahne olmasaydı da olurdu dediğim bir çok yer vardı.

Oyuncularını doğaçlama konusunda cesaretlendirdiği bilinen yönetmen, bu filmde de sırtını en çok onlara dayıyor. Sırayla bahsetmem gerekirse;

Christian Bale‘i değişmiş görüntüsüyle birlikte iyi buldum ama o kadar. Üzerine uzun uzun yazabileceğim bir performansı, örneğin bir Fighter performansı yoktu.

Filmin diğer erkek başrolü Bradley Cooper’ı ise oynadığı karakterlerle bir türlü kafamda oturtamıyorum. Her ekrana gelişinde, suratında “gülmemi tutuyorum” ve “ben niye buradayım” ifadeleri var gibi geliyor. Sanki komedi filmlerindeki o beceriksiz, nasıl ajan olduğunu anlayamadığımız tiplemeler gibiydi bu filmde. Adama ben zerre inanmadım, nasıl o kadar parayı emanet etti koskoca FBI? Bunlar hep soru işareti oldu. Hangover serisinden sonra ciddi filmlere henüz adapte olamadı sanıyorum. Hangi akla hizmet Oscar adaylığı aldı, onu da bilemiyorum.

Amy Adams;Jennifer LawrenceAmy Adams’a gelince. Açık söyleyeyim abartılı dekoltesini incelemekten suratına her zaman bakamadım. Bundan mıdır nedir, kendisi itiraf edene kadar İngiliz aksanı taklidi yaptığını bile anlamamıştım. Bu aksan meselesi dışında, rolünü olması gerektiği kadar oynadı ve inandırıcı bir aşık kadın performansı çıkardı. Bu sene Her’deki duru performansı ve American Hustle’daki işiyle övgüleri hak ettiğini düşünüyorum. Ama Oscar alacak kadar mı? Sanmıyorum.

Ve gelelim filmin yıldızına. Henüz 23 yaşında olmasına rağmen Jennifer Lawrence o kadar başarılı ki. Bakışları, duruşu, konuşma tarzı. Bu filmin ayakları en yere basan karakterine o hayat verdi. Winter’s Bone‘da ne kadar iyi bir oyuncu olduğunun ilk sinyalini vermişti, ardından yine başarılı işlere imza attı. Geçen sene Oscar’ı hakkıyla kucakladı. Her canlandırdığı karaktere büyük bir derinlik katan oyuncu Rosalyn rolünde de çok çok başarılıydı.

En iyi film, yönetmen ve oyunculuklar dışında (ki yukarıda bahsi geçen 4 oyuncu da aday şu anda) orijinal senaryo, kurgu, prodüksiyon tasarımı, kostüm tasarımı kategorilerinde de aday olan film, iyi bir seyirlik ama senenin en iyisi kesinlikle değil. Hatta ilk 10’a bile girmiyor bence.

Tek bir cümleyle özetlemem gerekirse; İzlemesi keyifli, uzunluğuna rağmen tahammül edilebilir, kostümleri ve ünlü oyuncularıyla ortalama bir Hollywood filmi.

İyi seyirler.

Kara Şövalye – The Dark Knight

Kara Şövalye – The Dark Knight

  • Tür: Aksiyon, Gerilim, Gizem, Komedi, Polisiye, Suç /
  • Yapım: 2008, ABD, İngiltere /
  • Süre: 2 saat 32 dk
  • Yönetmen: Christopher Nolan
  • Oyuncular: Christian Bale, Heath Ledger, Aaron Eckhart,

Batman Başlıyor ile Batman serisine yeni bir soluk getiren ve son iki filmle yakalanan ciddiyetsiz havayı değiştirip farklı bir kahraman filmine imza atan Christopher Nolan devam filmi Kara Şövalye?nin de yönetmen koltuğunda.

Batman, Teğmen Gordon ve Savcı Harvey Dent işbirliği sayesinde Gotham sokakları suç örgütlerinden yavaş yavaş temizlenmeye başlamıştır.

Bu başarılı ortaklığın meyve vermeye başladığı sıralarda ortaya çıkan yeni suç dehası Joker?in dehşet saçmaya başlamasıyla Gotham, karmaşanın hakim olduğu eski günlerine dönme tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Tekrardan şehri Joker?in yarattığı suç ve dehşet ortamından arındırmak zorunda kalan Batman, varlığının suçluların azalmasına yardımcı mı olduğu, yoksa var olduğu için mi yeni suçluların ortaya çıktığı konusunda kendisini sorgulamaya başlayacaktır.

Christian Bale?in tekrardan Batman/Bruce Wayne olarak kamera karşısına geçtiği filmde efsanevi Joker rolü Jack Nicholson?dan Ocak ayında hayatını kaybeden Heath Ledger?a devredildi.

En iyi ses tasarımı (Richard King) ve en iyi yardımcı oyuncu (Heath Ledger) ödülleri dahil bir çok ödüle sahip filmi yeni izleyebildim. Açılıştaki soygundan finaldeki kovalama sahnesine kadar soluksuz izlenen film, sadece ana karakter odaklı değil yan karakterlerin hikayesine de yer vererek müthiş bir “detaylı bütün”  oluşturuyor.

Renkler kıyafetler mekanlar tam bir Batman atmosferi yaratıyor, Heath Ledger müthiş bir kötü adam oluyor. Kötülüğe hayran bıraktırıyor. Hans Zimmer her zamanki gibi, 320982.kere müthiş müzikler çıkarıyor, Gary Oldman ve Christian Bale alkışı hakediyor. Christopher Nolan yakaladığı detaylarla büyülüyor, Batman’in otomobili harikalar yaratıyor.. Oluyor da oluyor işte..

Bu filmi izleyin. Sonra 2012deki devamı için gün sayın.

İyi seyirler.

 

Dövüşçü – The Fighter

Dövüşçü – The Fighter

  • Tür : Dram / Biyografi / Dövüş /
  • Yönetmen : David O. Russell /
  • Yapım : 2010, ABD /
  • Süre: 115 dk. /
  • Oyuncular: Christian Bale (Dickie Eklund) , Amy Adams (Charlene) ,Mark Wahlberg (Irish Mickey Ward) , Melissa Leo (Alice) , Jack McGee (George Ward) /

Kardeş ilişkileri, suç, uyuşturucu gibi konuların yoğunluğunda bir boksörün sıfırdan zirveye tırmanışını anlatıyor.

Film, eski boksör Dick’in kardeşi Mick’i çalıştırması ve annelerinin menajerliğinde kariyerinin ilerleyişi çerçevesinde yaşanan gerçek bir hikayeyi anlatıyor.  İlk dakikalarından , sokaktaki müthiş sekanstan, itibaren insanı saran bir havası var Fighter’ın.

Daha önce yerine Matt Damon ve Brad Pitt düşünülen Christian Bale, kokain bağımlısı rolü için 20 kilo vermiş. Oscarlık bir performans sergiliyen Bale’in inandırıcılığı o kadar fazlaydı ki  gerçekten kokain kullanıp öyle oynuyor diye düşündüm. Filmin sonunda Mickey Ward ve Dickie’nin gerçek hallerini görünce ise daha da hayran oldum.

Başroldeki Mark Walberg ise 2005 yılından beri bu proje ve rol için çalışıyor. Filmde, kaslı vücudunu bol bol gösteren Walberg, olması gereken performansı sergiliyor. Son olarak Julie&Julia ve Doubt’ta güzel performanslarını izlediğimiz Amy Adams ve Mellissa Leo ise yardımcı rollerde diğer oyuncuları çok iyi destekliyorlar.

Film senaryo ve kurguda sıradan gibi gözüküyor fakat oyunculuklarıyla zirve yapıyor. Belki “Milyon Dolarlık Bebek”  kadar etkilemiyor ama çokta gerilerde kalmıyor.

Filmden sonra, bu adresten Ward’ın gerçek dövüşünü izlediğimde birebir çekilmiş sahnelere çok saygı duydum. Tamamen kopyalamayı başarmışlar.

İzlemenizi tavsiye eder, İyi seyirler dilerim.