• Devlet Tiyatroları
  • Yazan – Yöneten: Cüneyt Çalışkur
  • Oyuncular: Uğur Polat, Çağ Çalışkur

Nietzsche ?Sizi öldürmeyen şey güçlendirir!? diyor. Ben de oyunlarımda ?Sizi öldürmeyen şey sakat bırakır!? diyorum.

Cüneyt Çalışkur

Oyunla ilgili tek bilgi yukarıdaki Cüneyt Çalışkur yorumuydu. Fakat arkadaşlarımdan “Ben Ruhi Bey Nasılım”‘daki performansıyla övgüler alan Uğur Polat’ı izleme hevesiyle, konuyu bilmemeyi göze alarak gittim oyuna. 1961 doğumlu oyuncu Uğur Polat’ı daha önce Yeditepe İstanbul dizisinde, sonrasında ise Devrim Arabaları ve Vali’de, son olarak Brokeback’li Buck Berry rolündeki müthiş performansıyla Yahşi Batı’da izlemiştim.

Kredi Kartı-Vak’aa tek perdelik bir oyun ama iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde parası olan bir adamın(Uğur Polat) bankalarla olan kredi kartı diyaloglarını izliyoruz. Bu bölümde oyuncuya radyo Dj’ini canlandıran Çağ Çalışkur, hem eleştirel söylemleri hem de müthiş sesiyle katılıyor. Yönetmen Cüneyt Çalışkur’un kızı olan Çağ Çalışkur’un oyunculuk performansı çok iyiydi, ama şarkıcılık performansı çok çok daha iyiydi.

İkinci bölümde ise 5 sene boyunca terapi görmüş, terapisti ise bir kitap çıkaran Bay C’nin(Uğur Polat) vakasını izliyoruz.

İki saatlik oyunda neredeyse hiç durmadan konuşan, bir insanda yüzlerce insanı mükemmel bir oyunculukla ortaya koyan Uğur Polat’a gerçekten bayıldım! Bu sezon izlediğim, tartışmasız en iyi oyundu.

Genelde tek kişilik oyunlarda, seyircinin aynı kişiye iki saat boyunca konsantre olması çok zordur, fakat neredeyse bitmesini hiç istemediğim bir oyundu. Finali gerçekten çok çarpıcıydı. Oyun bitiminde bu performansa karşılık saatlerce ayakta alkışlamak istedim ama tek bir selamdan sonra Uğur Polat yok oldu. (Kendisinin tüm oyunlarında huyunun bu olduğu sonradan öğrendim.)

Sahne kesinlikle çok etkileyiciydi. Dekoru tasarlayan Efer Tunç’u da alkışlamak gerekir.

Oyunda tek sorun ince uzun salonda sahneyi görmenin güçlüğüydü. 3.sırada olmamıza rağmen öndeki 2 sıradaki seyirciler sahneyi engelliyordu. Arka sıradakiler eminim daha çok zorlanmıştır.

Oyunu, Devlet Tiyatroları’nın Üsküdar Tekel sahnesinde izledim. Sahne, Tekel Müzesi içerisinde yer alıyor. Müzenin doğal yapısına zarar vermeden, aynı doku içerisinde bütünlüğü sağlanarak oluşturulan salon; her türden tiyatro eseri ve özellikle deneysel tiyatro çalışmaları için kullanılabilecek şekilde tasarlanmış. Taş duvarlar aynen korunmuş, tiyatronun salonunda da aynı duvarlar devam ediyor. Oldukça etkileyici buldum binayı, oyun izlemeyecekseniz bile, yolunuz düşerse içeriye bir bakmanızı tavsiye ederim. Sahne Üsküdar sahil yolu üzerinde.