TİM Show Center (Türker İnanaoğlu Maslak Show Center)’a daha önce gitmemiştim. Açıkcası böyle modern, güzel ve büyük bir salonun varlığına sevindim.
Aylar öncesinden ancak yer bulup alabildiğim Cem Yılmaz’ın gösterisi için salon yine tamamen doluydu. Yerlerimize ilk oturduğumuzda bu ne soğuk, havalandırmayı niye bu kadar açmışlar ki diye sızlandım. Gösterinin birinci bölümü bittikten sonra ise gülmekten kan ter içinde kalmıştım ve salonda oksijen kalmamıştı.
Oyunun başlama saati olan 21.00 ‘da hala seyirciler salona giriyordu ve ışıklar açıktı. Bir baktık sahnede Cem Yılmaz! “Saat 9 oldu geldim” dedi. Sonra yerlerine geçmeye çalışan seyircilerle uğraştı. Doğaçlama esprileri ile bizleri ilk saniyeden güldürmeye başladı.
15 dakika sonra herkes yerlerine oturunca gitti ve bu sefer ışıklar söndü. Artık gösterisiyle Cem Yılmaz sahnedeydi. Önce iletişim çağından, facebook ve twitter kullanımından, teknolojik gelişmelerden bahsetti. Hepimizi gülmekten yerlere serdi. İkinci yarıda ise evliliklerden başladı konu, sonra Türklere özgü davranışlardan devam etti. Eski esprilerini de araya harmanladı ama hepsini öyle güzel anlattı ki tekrar tekrar güldük.
Saat 23.40a gelirken gösteriyi bitirdi. Zaten 10 dakika daha devam etse tüm salon gülmekten çatlayarak feci şekilde can verecekti.
Gösteriye gitmeden, DVDsi de çıkar nasıl olsa, bu kadar para harcamayalım boşuna diye düşünüyordum. Fakat fikirlerim tamamen değişti. Cem Yılmaz’ı canlı canlı izlemek çok daha zevkli. Ayrıca 2-3 saat boyunca insanları hiç sıkmadan, tek bir saniye bile kahkahasız geçirtmeden gösteri yapmakta herkesin harcı değil.
Hayatınızdan 3 saati ayırıp, gösteriye gidip doya doya gülmenizi tavsiye ederim. Tabi biletleri çok önceden almanız gerektiğini hatırlatarak…
İyi seyirler,
Not: Aynı gün Ayşe Arman’da gösterideydi. Gösteriden sonra Hürriyet Gazetesi’nde yazdığı yazı burada.