Anselm Kiefer
1945 yılında doğan Alman ressam ve obje sanatçısı Kiefer, modern sanatın yaşayan en önemli sanatçılarından sayılmaktadır. 30.İstanbul film festivali kapsamında eserlerinin yaratım sürecini konu alan Çimler Örtsün Üzerinizi adlı belgeselini izlediğim sanatçı, iki yıl önce gezdiği İstanbul Modern Sanatlar Müzesi’nde tanıştığı Levent Çalıkoğlu ile çalışmalara başlamış ve 2013 sonbaharında düzenlenecek 13.Uluslararası İStanbul Bİenali’nin paralelinde İStanbul Modern Sanatlar müzesinde sergi açacakmış.
Sergisini büyük bir heyecanla beklediğim sanatçının biyogrofisi ve beğendiğim çalışmalarıyla sizleri başbaşa bırakıyorum.
Doğumu, II.Dünya Savaşı zamanına denk gelen sanatçı, sokaklarına iki bomba atıldığı sırada dünyaya gelmiş. Hayatının ilk yıllarını yıkıntılar ve molozlar arasında geçiren sanatçı, liseyi bitirdikten sonra 1965 yılında Freiburg Üniversitesinde önce hukuk ve Latin dilleri ve edebiyatı bölümlerine başlamış, fakat sanat eğitimine yönelmiştir. İlk dikkatleri 1969yılında Fransa, İtalya ve İsviçre?nin değişik yerlerinde, kendisini faşist selamı için kaldırılmış sağ koluyla gösteren Besetzungen (İşgaller) adlı fotoğraf dizisiyle çeken sanatçı, bu yapıtlarıyla tüm sanat hayatını etkileyecek olan faşizm, Alman geçmişive Almanlıkla hesaplaşmak konularına eğilmeye başlamıştır. Tüm yaşamı boyunca Almanya’nın Nazi mirasının ağırlığını omuzlarında taşıyan sanatçı, geçmişin izlerini silmek yerine doğrudan geçmişe saldırmış ve çalışmalarında bir “Nazi Geleceği” yaratmaya çabalamıştır.Yarattığı bu gelecek, “sıkıcı, ahmakça ve absürd” bulduğu tarih trajedisinin” şarlantanların komedisi” alternatifiydi.
1971 yılında Odenwald Hornbach’ta eski bir okul binasını atölye olarak kullanmaya başlayan sanatçı, kendine özgü stilini geliştirmeye başlamıştır. Boyayı kalın ve bir kaç kat süren sanatçı, sık sık toprak, saç, saman gibi materyalleri çalışmalarında kullanmaktaydı. Bu kadar katmanlı bir çalışma yapabilmek için zaman zaman baltayla kazıması yada yakması gereken sanatçı, eserlerindeki yöntemlerini 1974 yılında yayımlanan Malen-Verbrennen (Resim Yapmak) adlı yapıtında anlatmıştır.
1976 yılından sonra yine Alman kimliğiyle ilişkili resim dizileri üzerine çalışan sanatçı, Wege der Welt weisheit die Hermannsschlach, (Dünya Bilgeliğinin Yolları: Hermann Savaşı) adlı yapıtında üstlerinde bir tür örümcek ağı bulunan Alman başların bir galerisini sunmaktadır. Yazarlarla müzikçilerin karşısına askerleri ve faşist dövüşçüleri koyduğu tablosu sanatçının kariyerinde önemli yer kazanmıştır.
80li yıllarda meşhur büyük boyutlu kitap ve obje çalışmalarına başlayan Kiefer, çoğu zaman dosya kâğıdına fotoğraflar yapıştırıp ardından asit ya da ateşle işliyordu. Kurşun folyo, kömür, yağlı boya,kum gibi çeşitli malzemeleri bir araya getirdiği çalışamalarında, tarihi canlandırmaya ve izleyiciye çok çeşitli çağrışımlar yapmaya çalışan sanatçı, eleştirmenler tarafından olayları çocuksu bir biçimde ele aldığınden eleştirilmekteydi.
1993 yılında Fransa’nın Barjac bölgesindeki 35hektarlık bir bölgeye yerleşen Kiefer, olgunluk dönemi eserlerini oluşturmaya başlamıştır. 2009 yılına kadar beton, cam, demir, moloz ve bir sürü başka inşaat malzemelerini kullanarak paralel bir evren yaratmıştır. Amfi tiyatrolar,havuzlar, resimler, heykeller, yer altı tünelleri gibi birçok farklı çalışmayla dolu alandaki çalışmalarını tamamlayan sanatçı, bu alanı olduğu gibi bırakıp yeni bir atölyeye taşınmıştır. Eserlerini öylece bıraktığı bölgede, doğanın eserlerine nasıl bir etki yapacağını, yapılarının üzerinde çimlerin nasıl büyüyeceğini görmek istemiştir. Fakat bölgeden ayrılmadan bu çalışmaları belgelemek istemiş ve “Çimler Örtsün Üzerinizi – Over Your Cities Grass Will Grow” projesini hayata geçirmiştir. Bu eserlerin yaratım sürecini ve ortaya çıkanları sessizce izleyen bir gözlemci gibi belgesel filme döken Fiennes, Kiefer’in yarattığı dünyayı gözler önüne sermek istemiş, belgesel boyunca bu dünyada izleyicileri dolaştırmıştır.
kaynak: Kaya Genç, felsefekibi.com, bakiniz.com