Mutlaka İzleyin! Al Midan / The Square / Meydan

Mutlaka İzleyin! Al Midan / The Square / Meydan

  • almidanYönetmen: Jehane Noujaim
  • Tür: Belgesel
  • Yapım: 2013, ABD, Mısır
  • Oyuncular: Khalid Abdalla, Magdy Ashour, Aida Elkashef, Ahmed Hassan, Ragia Orman
  • Süre: 99 dk

“Tahrir Meydanı?nda Mısırlı aktivistlerle tanışıyoruz. Ahmed, örneğin, enerji dolu genç bir adam, Magdy bir Müslüman Kardeşler üyesi, Khalid Abdalla ise tanınmış bir oyuncu. Meydan, duymaya alıştığımız kanlı savaş haberlerinin, seçimlerin, protestonun arkasındaki insanlara dair portreler ve kişisel hikâyeler veriyor bizlere. Son iki buçuk yıldır Mısır?ı kasıp kavuran şeyin yalnızca bir savaş değil, genç insanların haklarını geri almak ve vicdanlı bir toplum yaratmak için farklı cephelerde direnişleri olduğunu anlatıyor Meydan. Silah olarak yalnızca kameralara, sosyal medyaya, YouTube videolarına ve halklarını özgürleştirmek için sağlam bir kararlılığa sahip olan bu insanlar, aslında çok eski bir kavgayı yeni silahlarla kazanmaya çalışıyorlar. Bundan sonra ne olacağını hiçbirimiz bilmiyoruz. Ama hikâyenin ruhunu anlamak için, Meydan iyi bir başlangıç.”

Fragramanı tekrar izledim ve kalakaldım. Yazmaya başlayamadım. Film bittiğinde de salonda böyle kalakalmıştım.

Bu belgeseli 28 Mayıs 2013’ten önce izlesem çok farklı düşünürdüm belki fakat Gezi Parkı’nda toplandığımız o ilk günden beri; nedensiz yere biber gazı yediğimiz, uykusuz geceler geçirdiğimiz, öldürüldüğümüz o günlerden beri aynı kişiler değiliz.  Bu yüzden belgeseli izlerken Mısır’lı direnişçilerin başına gelenleri iliklerime kadar hissettim. Tıpkı şu sıralar Ukrayna’da olanları izlerken hissettiğim gibi…

Şimdiye kadar Mısır Devrimi ile ilgili sadece yazılı ve görsel basından bilgi almış olanlar olayın ruhunu ve insani boyutunu kaçırıyor olabilir. Twitter ve facebookta’da eğer görsel bir paylaşım yoksa bilgilerin doğruluğu sorgulanır oluyor. İşte bu noktada Al Midan, 2011 yılından günümüze kadar Mısır’da ve Tahrir Meydanı’nda olan biteni direk meydandan görüntüler ve meydandakilerin konuşmaları ile aktarıyor.

Belgesel 2011 yılının Ocak ayında başlıyor. Mübarek’in dikdatörlük dönemi sonrası sokağa çıkanların direnişiyle istifası ve ilk defa demokratikleşme sürecine giren Mısır, istifa sonrası gelen baskıcı askeri rejim, askeri rejim dönemi ordu ile anlaşıp meydandakileri de kullanarak iktidara gelen Müslüman Kardeşler, sonrasında cumhurbaşkanlığı seçimlerini Mursi’nin kazanması ile daha da baskıcı yönetim anlayışı ve kendi yandaşlarını kışkırtması olaylarını Haziran 2013’e kadar anlatıyor. Daha özgür ve refah içinde bir Mısır için sokaklarda direnişte olanların, gelen gideni aratıra dönüşen makus kaderleri bir yandan, birlik olmanın umudu diğer yandan hissediliyor.

Neredeyse bir iç savaşa dönüşen ve iki yılı aşkın süredir devam eden direniş zamanında önce gaz, plastik mermi, derken gerçek mermilerle karşılaşan ve bir dolu kayıp veren direnişçileri izledikçe bir üzülür, bir umutlanır oluyorsunuz. Ve yaşananların benzerlikleri insanı dehşete düşürüyor.

Bu sene Oscar’da en iyi belgesel adayı da olan, yönetmenin şeffaflıkla ele aldığı belgeseli; içinde bulunduğumuz tarihe en gerçek belgelerle tanık olmak için mutlaka izleyin.

httpv://www.youtube.com/watch?v=umlJJFVgYVI

Best-seller Kitabın Filmi: Uçurtma Avcısı – The Kite Runner

Best-seller Kitabın Filmi: Uçurtma Avcısı – The Kite Runner

  • Tür: Dram, Suç
  • Yönetmen: Marc Forster
  • Yapım: 2007, ABD
  • Süre: 128 dk
  • Oyuncular: Said Taghmaoui,  Atossa Leoni,  Khalid Abdalla, Shaun Toub,  Maimoona Ghizal,  Sayed Miran Farhad, Abdul Azim Wahabzada

“Kaliforniya’da yaşayan Amir, ülkeye Taliban rejiminin gelmesinden sonra Amerika’ya göç eden Kabil’li zengin bir tüccar ailenin oğludur. Yıllar sonra çocukluk arkadaşı Hassan ve karısının Taliban tarafından öldürüldüğü haberini alır. Arkadaşının başı dertte olan oğlunu bulmak ve onu kölelik yaşamından kurtarmak için Afganistan’a geri döner.”

Afgan yazar Khaled Hosseini’nin best-seller romanını okuduğum zamanı çok iyi hatırlıyorum. Gözyaşları içinde kalmış, günlerce etkisinden çıkamamıştım.

Filmini yakın zamanda televizyonda görünce izlemek istedim. Her zaman olduğu gibi kitabın lezzeti yoktu filmde. Bir de Amerikalı yapımcıların, artık fenalık geçirten “muhteşem ülke Amerika” klişesi çok sıkıcıydı. Bunun dışında filmi izledikçe kitabı hatırladığımdan, aslında çok zayıf bir şekilde geçiştirilen Taliban rejimi dahil tüm duyguları tekrar hissedebildim.

Filmde 2 şeyi çok beğendim. Birincisi oyuncuların performansları (Amir ve Hassan’ın küçüklükleri dahil), diğeri ise uçurtma yarışları sahneleri… Fakat beğenime rağmen yine de filmdense kitabı okumanızı tavsiye ederim.

İzleyecek  olanlara iyi seyirler,