Yılın En İyi Filmlerinden: Aşk / Her

Yılın En İyi Filmlerinden: Aşk / Her

  • herYönetmen: Spike Jonze
  • Yapım: 2013, ABD
  • Tür: Dram, Romantik
  • Oyuncular: Joaquin Phoenix, Scarlett Johansson, Amy Adams
  • Süre: 120 dk

“Theodore Twombly hayatını, yakın gelecekte nadir bulunan bir şeye dönüşecek olan el yazımı mektupları yazarak kazanmaktadır. Ve bugünlerde artık insanların işlerini bilgisayar programları yerine getirmektedir. Theodore, karısından boşandıktan sonra bir apartman dairesinde tek başına yaşamaya başlar ve bir gün karşılaştığı bir teknoloji reklamıyla birlikte hayatı değişir. Kusursuz bir yapay zeka sistemi sunan yeni bir telefon modeli, onu son derece çekici bir kadın olan Samantha ile tanıştırır. Sanal bir varlık olan Samantha, Theodore’u dünya ve hayat üzerine sorduğu sorularla bambaşka bir gerçeklikle tanıştırır. Ağır bir depresyonun içerisinde olan Theodore, yavaş yavaş hayatın keyifli yanlarını fark etmeye başlarken yapay zeka programıyla arasındaki ilişki de gitgide tuhaflaşır.
1999’da Being John Malkovich filmiyle Oscar adaylığı kazanan çok yönlü sinemacı Spike Jonze’un son uzun metrajlı filmi, yalnızlık ve yaratıcılık sıkıntısı çeken bir yazarın dram ve komediyle yoğrulan öyküsünü beyazperdeye taşıyor. Filmin başrolünde Joaquin Phoenix yer alırken, Scarlett Johansson da gizemli bilgisayar uygulamasına sesiyle hayat veriyor.”

Çok beğendiğim filmlerin yorumunu yazarken zorlanıyorum, zira ne kadar iyi olduğunu izlemeden anlamanız zor gibi geliyor.

Spike Jonze senenin en beğendiğim, en çarpıcı ve en melankolik filmlerinden birine imza atmış. Senaryo bence kusursuz. Derdini, anlatmak istediklerini öyle temiz ve nokta atışlarıyla anlatıyor ki, ne bir eksik, ne bir fazla.

Bilmediğimiz bir yakın gelecekte geçen film, Los Angeles’ın silüetiyle tamamlanmış ama bilim kurgu gelecekleri gibi abartılar yerine daha sade bir gelecek tasarlanmış. Hem mekan seçimleri, hem kıyafetler (yüksek beller ve ana renkler geri dönmüş, malum moda tekrar eder), hem teknolojik gelişmelerle yaratılan bu geleceği hemen içselleştirmemiz için harika görüntü yönetimi yapmış Hoyte Van Hoytema. Hem iç mekan çekimlerinde, hem dış mekanlarda ışık kullanımı çok başarılıydı. Hele finalde gün ışığında uçuşan o toz zerrecikleri…

İnsanın boğazına koskoca bir yumruk tıkayan filmde halihazırda çok beğendiğim Joaquin Phoenix inanılmaz bir iş çıkarıyor. Film boyunca beni defalarca ağlatan Phoenix, karşısında bir oyuncu olmadan aşkı maksimum bu kadar iyi anlatabilirdi diye düşünüyorum ve Oscar adaylığı almamasına inanamıyorum! The Master’daki performansını da çok çok başarılı bulmuştum ve henüz kısa bir zaman geçmişken, Thedore rolüyle kendi başarısının üstüne çıktığını düşünüyorum.

Filmin naif, romantik, melankolik ve sade haline hizmet eden Arcade Fire grubunun imzası bulunan müziklerini filmden bağımsız olarak mutlaka dinlemelisiniz. Ayrıca Scarlett Johansson ve Phoenix’in beraber söylediği The Moon Song, gerçekten hem filmi, hem filmin vurguladığı yalnızlık duygusunu öyle bir anlattı ki… Aşağıya ekledim.

Her şeyini beğendiğim filmde Scarlett Johansson’a ayrı bir parantez açmalıyım. Zira hiç görünmeyip, sadece sesiyle var ettiği Samantha’ya öyle bir ruh veriyor ki film boyunca hiç sorgulamadan inanıp izliyorsunuz (dinliyorsunuz). Amy Adams ise duru oyunculuğu ile bekleneni veriyor.

İzledikten günler sonra bile kafamı meşgul etmeye devam eden, büyük bir boşluğa düşüren bu filmi mutlaka izleyin. Senenin ve belki uzun yılların başyapıtlarından olduğunu düşünüyorum.

İyi seyirler,

httpv://www.youtube.com/watch?v=Ml00a-o6VDI

Haneke’nin Son Filmi: Aşk / Amour

Haneke’nin Son Filmi: Aşk / Amour

amour

  • Yönetmen: Michael Haneke
  • Tür : Dram
  • Süre: 126 dk
  • Yapım:  2012, Fransa , Almanya , Avusturya
  • Oyuncular: Jean-Louis TrintignantEmmanuelle RivaIsabelle Huppert

80’lerinde emekli ve eğitimli iki müzik öğretmeni olan Georges ve Anne, ilerlemiş yaşlarına rağmen geride kalan ömürlerini huzur ve mutluluk içerisinde geçiren bir çifttir. Ayrıca kendileri gibi müzisyen olan kızları Eva Avrupa’da onlarda uzakta ailesiyle yaşamaktadır. 
Yaşlı çiftin sakin hayatı bir gün Anne’nin kriz geçirip, boyundan aşağısının felç olması ile altüst olur. Georges sevgili karısına elinden geldiğince iyi bakar ama onun da yapabilecekleri sınırlıdır. Üstelik Anne’nin durumu git gide kötüleşmektedir. Georges çareyi en sonunda iki ayrı hemşire tutmakta bulur. Şimdi onca yıla yayılmış olan evlilikleri, bir kez daha bağlılık sınavı verecektir. 
Usta yönetmen Michael Haneke’nin son filmi olan yarı otobiyografik yapımın başrollerini Jean-Louis Trintignant ve Emmanuelle Riva paylaşıyor. 2012 Cannes Film Festivali’nden Altın palmiye ile dönen film baş yapıtlar arasında gösteriliyor.

En ünlü filmi Piyanist olan bağımsız filmlerin deneyimli yönetmeni Michael Haneke , 70. yaşında çektiği Amour filmi ile En İyi Film, En İyi Yönetmen başta olmak üzere 5 dalda Oscar adayı.

Filme bayıldım. Çok sevdim. Çok etkilendim. O yüzden doğru düzgün bir yorum yazabilecek miyim bilmiyorum.

Filmin en beğendiğim yanı gerçekliği yansıtmasıydı. O meşhur kamera açık unutulmuş hissi, neredeyse tamamı evde geçen filmi iliklerime kadar hissetmeme yol açtı. Ayrıca iki başrol oyuncusunun gerçekte 83 ve 86 yaşında olmaları bence bu gerçekliğe çok büyük bir katkıydı.

Diğer en beğendiğim yan ise oyunculuklardı. Hele Emmanuelle Riva… Yakınınızda felç geçiren birileri olduysa ve o süreci biliyorsanız, o zaman Riva’nın oyunculuğuna neden hayran kaldığımı anlayabilirsiniz. Kusursuzdu.

Işık, sahneler, evin o hali, müziksizlik ve aslında müziğin konunun taa içinde olması, karı kocanın ilişkileri, kızları ile yaşadıkları, felçle başa çıkışları… Tek söyleyebileceğim başta da söylediğim gibi filme bayılmış olduğum!

İzleyin derim.

İyi seyirler,