Kaybedenler Klubü

Kaybedenler Klubü

  • Tür: Komedi, Dram /
  • Yönetmen: Tolga Örnek /
  • Yapım: 2010, Türkiye /
  • Süre: 110 dk /
  • Oyuncular:  Nejat İşler (Kaan) , Yiğit Özşener (Mete) , İdil Fırat , Rıza Kocaoğlu ,  Ahu Türkpençe ,Serra Yılmaz /

Merhaba. Ben bir Türk filmiyim ve senaryom yok. =) Şaşırdık mı? Haayırrr.

Fakat enteresan bir biçimde senaryosuz bile olsa film sırıtmamış. Gerçek olduğunu bildiğimiz hikayenin içinde olaylar akıp gidiyor.

Film, Kaan ve Mete adlı, 90ların kült radyo programlarından biri olan Kaybedenler Klubünü yapmış iki radyocunun hayatlarındaki bu programın bulunduğu kesiti anlatıyor. Bu iki arkadaş hakkında radyo programı öncesinde neler yaptıkları ile ilgili pek bir şey bilmiyoruz. Bildiğimiz, para konusunda sıkıntı yaşamayan bu iki rock’n roll gencin bilinçli birer kaybeden olması.

Kapitalizme ve sansürcü anlayışa boğazımıza kadar battığımız şu günlerde, doğru düzgün satmayan kitaplar yayımlayan, özgürlükleri kısıtlanmasın diye para almadan döneminin en çok dinlenen programını yapan, kafalarına estiğinde atlayıp Antalya’ya gidebilen insanların var olduğunu öğrenmek bile inanılmaz zevk verdi.

Nejat İşler ve Yiğit Özşener oldukça iyi iş çıkarmışlardı. (Fakat Rıza.. Ah be Rıza.. Sen nesin böyle her girdiğin filme başka bir hava katıyorsun!). Müzikler çok başarılıydı. Ayrıca filmi sinema salonunda elinde çayla izlemek oldukça büyük bir haksızlık oldu bizlere. Zira löpür löpür biraları rakıları götürdüler. Canımız çekmedi değil.

Programın orjinal kayıtlarından biri burada.

httpv://www.youtube.com/watch?v=V4iSNF4xrXY&feature=related

httpv://www.youtube.com/watch?v=LSgs9YKqCfE&feature=related

Ve filmden sonra Neşat İşler, Yiğit Özşener, Mete Avunduk ve Kaan Caydamlı’nın İTÜ Radyo’daki yayını için bu adresi tıklayınız. Kendileriyle 99 yılında Hürriyette yapılmış röportajı okumak için bu adresi tıklayınız. Eski kayıtlara ulaşmak içinse bu adrese tıklayınızç

Peki bunları yazdın da filmi sevdin mi? İzleyelim mi biz? derseniz.
İzleyin valla. Sevdim ben.

İyi seyirler.

“Alternatif kitaplar basan bir yayınevinin sahibi olan Kaan (Nejat İşler) ile Kadıköy?de barişleten, çok sıkı bir plak ve efemera koleksiyoneri olan Mete (Yiğit Özşener), 90?lı yılların ikinci yarısında, sanki bir yerde oturmuş konuşuyorlarmış ve kimsenin bundan haberi yokmuş gibi bir radyo programı yapmaya başlarlar. Yaptıkları program zaman içinde hem onların hem de dinleyenlerin hayatını değiştirecektir. Programın şöhreti hızla yayılırken Kaan ve Mete eski hayatlarına aynen devam ederler.

Hergün başka kadınlarla yalnızlığını gidermeye çalışan Kaan, aradığı aşkı Zeynep?de (Ahu Türkpençe) bulur ve bu aşkı tutkuyla yaşamaya çalışır; aralarındaki hayat görüşü farklılığına rağmen… Bu arada herkesin ?kendi kaybını? bulduğu ?Kaybedenler Kulübü?, toplumun farklı kesiminden insanları biraraya getirerek adeta bir ?ortak mahalle? de buluşturur. Kendi yalnızlıklarıyla bile dalga geçen, sisteme her gün başkaldıran, hayatın kıyısında yaşayan Kaan ve Mete?nin renkli hayatlarını yansıtan programın tutkunları, ?Kaybedenler Kulübü?nün üyeleridir artık?”

Sondan Sonra

Sondan Sonra

  • Duru Tiyatro
  • Yazan: Dennis KELLY
  • Yöneten: Emre KINAY
  • Oynayanlar: EMRE KINAY, AHU TÜRKPENÇE

Sığınakta iki insan: Mark (Emre KINAY) ile Louise (Ahu TÜRKPENÇE). Korkunç nükleer saldırıda , binalar çökmüş, herkes ölmüş, her yanı radyoaktif toz bulutu kaplamıştır. Mark bu saldırıdan Louise’i binbir güçlükle sığınağa taşır. Mark’ın sığınağında yiyecek, ranza, radyo gibi kısıtlı imkanları vardır. Mark’ın konuşmalarından Louise’e aşık olduğu ve onu delice kıskandığı da anlaşılır. Ayrıca genç adam Louise’i irkilten şeyler söyler: “Bu saldırıyı yapanlar mutlaka sakallıdırlar… Güçlü ve iyi toplumlar dünyadaki zayıf toplumları onların iyiliği için kontrol etmelidir… Biz gücümüzü yeterince iyi kullanmadık. Teröristlere daha katı davranmak şart.

Mark’tan korkan ama onunla birlikte bu sığınakta hayatta kalma mücadelesi veren Louise zor günler yaşar. Acaba dışarısı ne durumdadır? Gerçekten herşey Mark’ın anlattığı gibi midir dışarıda? Oradan kurtulabilecek midir? Dennis Kelly’nin bu çarpıcı oyununda iki temel konu işleniyor: Dünyada özellikle ABD’de 11 Eylül saldırısı ile gelişen terörizm paronoyası ve bu olayla birlikte artan faşizan eğilimler; Güç kullanarak demokrasiye kavuşturma çabası ; ya da bir erkeğin gücünü kullanıp bir kadını elde etme mücadelesi…

Güzel bir cumartesi akşamı asap bozucu oyunu izlemekten sadistçe bir zevk aldığımı belirtmem gerek. Oyunculuklara bayıldım, beğenmemek gerçekten emeğe saygısızlık olur. Zira oyun bittiğinde iki oyuncuda kan ter içinde kalmıştı… Fakat Emre Kınay’ın canlandırdığı karaktere karşı çok az acıma duygusuyla beraber oyunun sonlarına doğru daha çok nefret duydum.

Emre Kınay her zaman temposu yüksek bir oyuncu. Enerjisi hiç bitmiyor. Tiyatrosunu ayakta tutmaya çalıştığını her röportajında her fırsatta belirtiyor, fakat gittiğimiz oyunda salonun yarıdan fazlası boştu maalesef.

Sondan sonra paranız ve zamanınız olduğunda izlemenizi kesinlikle tavsiye edebileceğim bir oyun.