- Tür: Dram, Aile,
- Yönetmen: Çağan Irmak
- Yapım: 2011, Türkiye
- Oyuncular: Çetin Tekindor, Hümeyra Akbay, Mert Fırat, Ezgi Mola, Yiğit Özşener, Gökçe Bahadır, Zafer Algöz, Yiğit Arı, Ünal Silver, Ushan Çakır, Mehmet Ali Kaptanlar, Serkan Genç, Durukan Çelikkaya, Sacide Taşaner
“Ozan, Ege’nin sevimli ve küçük bir sahil kentinde geniş ailesiyle yaşayan 10 yaşında bir çocuktur. Ailesinin kökenleri şimdi Yunanistan’a bağlı olan Girit adasına dayanmaktadır ve dedesi Mehmet Bey zamanında mübadele ile Türkiye’ye göçmek durumunda kalan Giritli bir göçmendir. Bu yüzden mahallede Ozan’a arkadaşları “gavur” diye seslenmektedir. Dışlanmaktan korkan Ozan ise gavurluğu reddederek “Biz Türküz!” diye ailesine ve dedesine kafa tutar.Yaşadıkları kasabanın saygın eşrafından olan Mehmet Bey ise çevresindeki herkese el uzatan, yardımsever biriyken torununun bu hırçın haline üzülmektedir. Kendisi henüz 7 yaşında küçük bir çocukken Giritten İzmir’e göç etmek zorunda kalan Mehmet Bey, şimdi torununa atalarının geçmişini, doğduğu toprakları ve içinde sakladığı özlemi Ege’nin mavi sularına bıraktığı şişelerle anlatacaktır… “
Çağan Irmak son dönemin en başarılı yönetmenleri arasında sayılıyor. İnsan hikayelerini ve aile ilişkilerini çok kırılgan,naif duygularla anlatan yönetmen, çalıştığı oyuncuların başarısıyla beraber kendini üst sıralara taşıyor.
Dedemin insanları, kendi geçmişini araştıran Çağan Irmak’ı mübadele yıllarına götürüyor, dolayısıyla da bizi… Günümüzdeki Ozan’ı gördüğümüz sahneyle açılan film, daha sonra Ozan’ın küçüklüğüne, Ege’ye götürüyor bizi. Mahallenin göçmen tuhafiyecisi rolündeki Çetin Tekindor kariyerinin en masum , dürüst ve şık karakteriyle karşımızda. Açıkçası inanması zor iyilikte bu aile babasına pek ısınamadım.
Fakat torunu rolündeki Ozan’ın o çocuksu gelgitleri, mutsuzlukları, büyükleri anlama çabası ve tüm bunları inanılmaz bir başarıyla canlandırması takdire şayandı. Aynı şekilde Hümeyra, Zafer Algöz, Gökçe Bahadır ve Yiğit Özşener mükemmellerdi.
Fakat filmin en beğendiğim bölümleri; mübadele yıllarının anlatıldığı, Mert Fırat ve Ezgi Mola’nın inanılmaz performansları ile göz doldurduğu, çekim açıları ve sahne görsellikleriyle baştan sonra özenildiği belli olan, bir dönem dedelerimizin yaşadıklarını büyük bir çıplaklıkla ortaya koyan sahnelerdi. Sırf o sahneleri tekrar tekrar izlemek için filmin DVDsini merakla bekliyorum.
Türklerin duygusallık damarını çok iyi bilen ve bu filminde de bunu yakalayan yönetmenin, yer yer güldürdüğü, çoğunlukla hüzünlendirdiği bu aile hikayesi ve dönem filmini izlemenizi tavsiye ederim.