pariste gece yarısı

  • Tür: Romantik, Komedi,
  • Yönetmen: Woody Allen
  • Yapım: 2011
  • Süre:  100 dk
  • Oyuncular: Owen Wilson, Rachel McAdams, Michael Sheen, Marion Cotillard, Kathy Bates, Carla Bruni, Nina Arianda, Tom Hiddleston, Alison Pill, Lea Seydoux, Adrien Brody, 

“Sonbaharda evlenecek olan Amerikalı nişanlı çift Gil ve Inez, Inez’in babasının iş gereği Paris’e gelmesini fırsat bilip, küçük bir tatil için bu gözde Avrupa şehrinin yolunu tutarlar. Başta her şey eğlence dolu bir Avrupa kentini gezmekten ibaretken, özellikle damat adayın Gil’in Paris caddelerinde gece yarısı yaşadığı gerçek üstü maceralar sadece onun değil tüm ailenin hayatını değiştirecektir… 
Zira bu genç adam, Paris?e büyük bir aşk beslemeye başlar ve edebiyatçı kimliği ve tutkusu pekişir…

64. Cannes Film Festivali’nin açılış filmi olan Woody Allen yönetmenliğindeki Paris’te Gece Yarısı’nın başrollerini Owen Wilson ve Rachel McAdams paylaşırken Gil’in edebiyat dünyasında karşılaştığı yıldızları Marion Cotillard, Kathy Bates, Carla Bruni, Adrien Brody gibi zengin bir oyuncu kadrosu canlandırıyor. 

Eğer siz de edebiyat ve sanatseverseniz, Woody Allen tarzı komik dokunuşlarla bezenmiş bu filmde Scott Fitzgerald, Ernest Hemingway, Salvador Dali gibi büyük isimlere de rastlamaktan büyük keyif alacaksınız…”

Film başlıyor, müzik eşliğinde 4 dakika boyunca Paris’in en bilindik yerlerini izliyoruz…

Sonrasında Amerikalı bir çift ile karşılaşıyoruz. Nişanlılar. Adam bir yazar ve Pariste yaşamak istediğinden bahsediyor. Kadın ise Paris’i turistik bir yer olarak görüyor. Karşılaştıkları arkadaşları ve nişanlısının ailesinden umduğu Paris heyecanını bulamayan adam bir gece yarısı yürüyüşe çıkıyor ve olanlar oluyor: Kendisini 1920lerin Paris’in de, o dönemin ünlü sanatçıları ile buluyor…

Bir şizofreniğe dönüşsem, sanıyorum Paris’teki bu gece yarıları gibi günler geçiririm. Bir yanımda Dali, diğer yanımda Picasso, diğerinde Matisse, Degas, Gaugin… Hatta Gil ne içtiyse ondan şu anda istiyorum!

Woody Allen çok naif, eğlenceli, eleştirel ve Avrupai bir film yapmış. 100 dakika içine maksimum şeyi sığdırarak oldukça hızlı ve akıcı bir kurgu ile hazırlamış ve masalsı anlatımı ile tadından yenmez bir seyirlik olmuş.

3-4 hafta sonra hakikaten Paris sokaklarında olacağımdan mıdır bilemiyorum ama film beni büyüledi. Sizlere de tavsiyem şu soğuk günlerde, elinize bir bardak kahvenizi alıp sinema salonuna gitmeniz.

İyi seyirler,