Blogda yayınlamak üzere röportajlar yapma fikri bir hayli zamandan beridir aklımızdaydı. İyi örneklerin başkalarına yol göstereceği inancıyla aklımıza düşen bu fikrin peşine düşmeye uzun zamandır vakit bulamıyorduk. Ve son kararımız, arkadaşım Eser’in (ki kendisi de yarışmamızın jüri üyelerindendir! ) röportajlar yapması yönündeydi. O henüz başlayamadı ama erken kalkar yol alır, ben bir röportaj yaptım bile …

Blogda yayınladığım her şeyle ilgili mail alıyorum. Mailler özellikle sanatla ilgilenmeye çalışan ortaokul/lise öğrencilerden geliyor. “Şu yazınızdaki sanatçının eserlerini nerede görebiliriz?” “Kaynak önerebilir misiniz?”  “Sanatçıya nasıl ulaşabiliriz?”…

Ben bu tip sorulara elimden geldiğince cevap yazıp yardımcı olmaya çalışıyorum fakat yaptığım ve yapacağımız röportajlardaki profeyonel isimlerin anlatacaklarının, merak edenlere çok daha iyi cevap verebileceğini ve hatta yol gösterebileceğini düşünüyorum.

Bütün bunlarla beraber sitemin başlık bölümünde yer verdiğim illüstrasyonlar da büyük ilgi görüyor. Önceleri yabancı illüstratörlerin işlerini daha çok kullanıyordum fakat zamanla ülkemizde de inanılmaz işler yapan illüstratörler olduğunu keşfettim.

Tüm bunları birleştirdim ve  ilk röportajı genç yaşında büyük işler yapmış, sanatın bir çok dalıyla ilgilenen yetenekli İllüstratör Kaan Bağcı ile yaptım. Önce müzikle, şimdilerde ise illüstrasyon ve grafik çalışmalarıyla kariyerine devam eden ve sadece Türkiye?de değil, yurtdışında da ilgi çeken çalışmalara imza atan Kaan?a vakit ayırdığı ve sorularımı içtenlikle yanıtladığı için teşekkür ediyorum. Buyurun röportaja:

Editör Notu (01/04/13) : Röportajı gerçekleştirdiğimizde kesinleşmemişti ama Londra’daki sergi detayları belli olmuş. 10-21 Nisan’da The Brick Lane Gallery’de bir karma sergide Kaan Bağcı’nın eserlerini görebilirsiniz. Orada olacakların sergiyi mutlaka gezmesini tavsiye ederim. (detaylı bilgi için tıklayın)

kaan-bağcı-01

Hikayene en başından başlamak istiyorum. Doğum 1986 Manisa. Sonra?

– 7-8 yıl oradaydım sonrası hep İzmir.

İlkokula da İzmir de başladın/devam ettin. O dönemlerde sanat dallarıyla aran nasıldı? Çocukken de ilgili miydin?

– Şöyle ki; ilkokulda çat pat bir şeyler çiziyordum. Hoşlandığım bir kız vardı ona kendimi beğendirmek için aynı kareyi çizip çizip konuşma baloncuğunu değiştiriyordum. (İşe yaramadı!)

🙂 Ortaokul ve lise yılları yine İzmir’de. O dönem çizimlerle daha çok haşır neşir olmaya başladığın zamanlar…

– Evet. Ortaokulda ve lisede artık daha fazla zaman harcıyordum bu melese üzerine…

Bir eğitim alıyor muydun o dönem?

– Babam sayesinde teknik konuları yaşıtlarıma göre daha iyi biliyordum. Ne müzikte ne görsel işlerle ilgili bir eğitimim yok. Bol bol izledim, çalıştım v.s. Klasik hikaye işte?

kaan bağcı-number three

Number Three

Babam sayesinde dedin. Nedir babanın mesleği?

– Babamın mesleği biraz karışık. 🙂 Fakat ağırlıklı endüstriyel tasarım yapıyor diyelim. Aynı zamanda çok uzun zamandır karikatür çiziyor. Kardeşim Yaşar Üniversitesinde Grafik Tasarım Bölümü’nde okuyor. Kedimiz şimdilik bir şey yapmıyor bu işlerle ilgili. 🙂

🙂 Peki müzikle ilgili çalışmaların neler oldu? Profesyonel olarak yaptın mı müzisyenlik?

– Lise yıllarında hala çok yakın olan arkadaşlarımdan birinin sayesinde müziğe başladım. Bu arkadaşım aynı zamanda tiyatro oyuncusuydu. Ben de arkadaşımın desteğiyle tiyatrolarda müzik yapmaya başladım. Daha doğrusu orada öğrendim diyelim.

Sonra 3-4 yıl Klasik Türk Müziği Konservatuvarı’na dışarıdan enstrümanist olarak katıldım. Korolarda konserlerde çaldım. Hastalık derecesindedir Klasik Türk Müziği sevgim. Konservatuarda tanıştığım Halil İbrahim Yüksel Hocam sayesinde bir süre  hem öğrendim hem çaldım.

kaan bağcı-midnight

Midnight

Sonrasında müzik ile ilişkim uzun bir süre devam etti. 7/24 çalışıyordum öğrenmek için. Tabii enstrümanların fiyatları ortada, sadece severek olmayacaktı, enstruman satın almam gerekiyordu. Bu yüzden ufak tefek grafik işleri yapmaya başladım. Zaten bir süredir uğraşıyordum da bunu hiç meslek olarak düşünmemiştim. Sonra bir baktım ben grafik işlerinden dolayı o kadar yoğunum ki enstrümanların üstü toz tutuyor. Bir kenara kaldırmışım. Yavaş yavaş müzikten grafiğe doğru bir geçiş dönemi oldu..

Bir gün profesyonel olarak müzisyenlik yapabilirim diyor musun?

– Keşke…

🙂 Peki liseden sonra müzik ve illüstrasyonla ilgili eğitim almama nedenin neydi? Keşke alsaymışım diyor musun?

– Liseden sonra ne konservatuvara ne de grafik tasarıma cesaret edemedim. Girmeyi de denemedim. Kendim de yapmayı başarabilirim düşüncesiydi sanırım.Yaşadıklarım çoğunlukla rastlantı ve bu beni rahatsız etmiyor, halimden memnunum. O yüzden keşke demedim hiç okul konusunda. Ama tabi bunu “okul gereksizdir” olarak algılamamak lazım. Benim tercihim bu yönde oldu.

kaan bağcı-midnight 2

Midnight II

Bir de oyunculuk yaptığını okudum…

– Tiyatroda oyunculuk yapmadım ama genelde sahnede canlı çaldığım için “oyuncusun” yada “sen de oynuyorsun” lafı dönerdi. Belki o anlamda bir oyunculuk yapmış olabilirim bilmeden. Hiçte sevmem oyuncluk işlerini. Hocalarım bunu iyi bilirler 🙂 (Umarım kızmazlar bana)

Fotoğrafla da ilgileniyorsun sanırım…

– Evet ama o sadece bir merak, hobi olarak devam ediyor.

Kolajlarında kullandığın görselleri sen mi çekiyorsun yoksa internetten, dergilerden kullanıyorsun?

– Benim çektiklerim de vardı ama genelde etraftan kullanım izni olabilecek görselleri alıyorum.

İllüstrasyonla ilgili sorularıma geçmeden, 2011 yılında İstanbul’a taşındığınla ilgili bir bilgi vardı…

– Evet. Orada bir şirkette digital art director olarak çalıştım. Şu an İzmir’deyim.

 

Peki çizimlerine gelelim. Daha önce de söylemiştim ama tekrar edeyim: çalışmalarını çok beğeniyorum. Dergiler için yaptıkların da çok başarılı ama “Nanostructure” adını verdiğin hayvan serisi oldukça dikkat çekici. Bu seriyi biraz anlatabilir misin? Devam edecek mi?

– Aslında devam ediyor hala. Genel olarak şuna dayanıyor: Hayvanların portreleri ile bizleri oluşturan yapı taşlarının şekillerini, yapılarını simgeleyen-kopyalayan desenlerle birlikte kullanmak üzerine bir kompozisyon serisi. Burada kullandığım şeyler nanostructure adı altında trigonal meshler, kristal yapılar, haritalar, çizgi ve daireler.

kaan bağcı-black cyrstal

Trigonal Meshes – Black Cyrstal

Aynı zamanda “Trigonal Meshes” adlı bir seri de devam ediyor sanırım.

– Evet. Aynı serinin ikinci ayağı onlar.

Hangi teknikleri kullanıyorsun bu serilerde?

– Organik ögeleri elle tablette çiziyorum. Kristaller için farklı bir program kullanıyorum ya da kendim önce eskiz yapıp üzerinden devam ediyorum.

Bu serileri ilerde bir sergide görebilir miyiz acaba?

– Evet. Şu an kesin olmamakla birlikte Eskişehir, İstanbul ve Londra’da görebilirsiniz. Yakında detayları belli olur.

Karma sergilerde mi yer alacak yoksa ayrı bir sergi mi?

– Evet karma sergilerde yer alacak. Daha kişisel sergi için çok zaman var.

kaan bağcı-trigonal cyrstal

Trigonal Meshes – Trigonal Cyrstal

Biraz da çalışma ortamından bahseder misin? 

– İstanbul’dayken kocaman bir odam vardı. Orada çalışıyordum. İzmir’deki alanım küçük biraz. Bir de devamlı bir şeyleri alıp kaçıran bir kedim var. 🙂

Ama sevdiğim şeyi yaptığım için çizebileceğim bir masa olduğu sürece neresi olduğu pek mühim değil.

kaan bağcı-çapasunta

Çapasunta

Güzel cevap 🙂 Peki kullandığın tablet..vb. cihazlarla ilgili bilgi verebilir misin? Meraklıları için?

– Wacom Intuos 4 Large Tablet kullanıyorum. Bunun dışındakiler standart şeyler:  kağıt, kalem, scanner  v.s.

Bir dönem heykel çalışmaların da olmuş. Devam edecek mi? Yeni çalışmalar olacak mı?

-Evet. Her ne kadar alanım olmasa da aklımda bazı şeyler var. Onları deneyeceğim müsait bir zamanda.

İlgi duyduğun tüm bu sanat dallarının, müzik, çizim, heykel, fotoğraf? v.s birbirini beslediğini düşünüyor musun?

– Gün içinde çok fazla nesne ya da varlıkla etkileşim – iletişim içindeyiz ve bu bir şekilde bizleri etkiliyor diye düşünüyorum. Sanat dallarının arasında bir etkileşim ya da beslenme durumu yaratmaması söz konusu bile değil bence.

Seninle ilgili araştırma yaparken yurtdışında bir çok blogda ve sitede senden bahsedildiğini gördüm fakat Türkiye’de daha az yer almışsın. Bunu neye bağlıyorsun?

– Bu konu garip biraz evet 🙂 Aslında pek bir fikrim yok, o insanlara sormak lazım. Mutlaka bir sebebi vardır diye düşünüyorum.

[vimeo http://vimeo.com/57547725]

Bir çok çalışmayı aynı anda devam ettiriyorsun. Bu aralar neler üzerinde çalışıyorsun?

– Bu aralar son dönem yaptığım kristal & hayvan portrelerine devam ediyorum vakit buldukça. Bunun dışında bir kaç dergiye illustrasyonlar yapıyorum.

Peki işinin en iyi ve en kötü yanları ne sence?

– Benim için iyi yanı: bir şeyler yaptıkça,yarattıkça kendimi iyi hissediyorum. Kötü yanı ise, kolumdan ciddi bir ameliyat olmama sebep oldu bu çizme sevdası tabi bunda bilgisayarında rolü büyük. Genel olarakta az uyku çok kahve v.s.

Geçmiş olsun. Peki mesleğinde hayal ettiğin yerde misin? İlerisi için planların neler?

– Teşekkürler. Hayal ettiğim bir yer yok ama öncelikli planım mesaiden kurtulup daha rahat çalışabileceğim bir alan yaratmak diyebilirim. Plan yapma – uygulama konusunda pek başarılı değilim 🙂

kaan bağcı-breath

Trigonal Meshes – Breath

Türkiye?de illüstratör olarak çalışıyor olmanın zorluğu var mı?  Bu mesleğe yeterince değer verildiğini düşünüyor musun?

– Bu soruyu cevaplamak için bu alanda çok yeniyim, benim haddime değil diye düşünüyorum ama etrafta gördüğüm kadarıyla saygı görüyor ve seviliyor tabi bazı istisnalar dışında.

Türkiye’de ve/ya dünyada beğendiğin illüstratörler, müzisyenler kimler?

– İllüstratörler; Jeremy Fish, Kim Jung Gi, Mattias Adolfsson, Mark Powell, Dima, Rebus, Diego Fernandez, Josh Keyes…

Müzisyenler; Anouar Brahem, Dhafer Youssef, Talvin Singh, Ustad Nusrat Fateh Ali Khan, Zakir Hussain, Pandit Hari Prasad Chaurasia diye devam ediyor.

Benim sorularım bitti 🙂 Tekrar teşekkür ediyorum. Senin eklemek istediğin bir şey var mı?

– Benim de söyleyeceklerim bitti galiba. 🙂 Ben teşekkür ederim.