Çehov’dan Hikayeler: Sevgili Doktor

Çehov’dan Hikayeler: Sevgili Doktor

  • sevgili doktorYazan: Anton Çehov
  • Uyarlayan: Neil Simon
  • Yöneten: Taner Barlas
  • Oyuncular: Taner Barlas, Funda Postacı, Aziz Sarvan, Kubilay Penbeklioğlu, Meriç Benlioğlu, Nagehan Erbaşı, Yalçın Avşar

Birbirinden bağımsız 8 kısa oyundan oluşan iki perdelik eser, insan hakları, sınıfsal ayrım, sömürü, ezen-ezilen ilişkileri ile sistem sorununa mizahi bir dille yaklaşıyor.

Geçen sezon “Merhaba Hoşçakal” oyununu izlediğim yönetmen ve oyuncu Taner Barlas, bu sezon bir Çehov hikayeleri çalışmasıyla sahnedeydi. Daha önce Devlet Tiyatroları dahil olmak üzere, birçok özel tiyatronun da sahnelediği oyuna 10 dakika kadar geç kaldım. Allahtan Üsküdar Muhipzade Sahnesi’nde balkon katına çıkan bir asansör var ve arkalardaki boş yerlere sessizce girebiliyorsunuz. Salona giremeseniz bile, kafeteryada bulunan ekranlardan ilk yarıyı takip edebiliyorsunuz.

Biraz koşuşturmacalı ve geç kalmacalı bir girişe rağmen, oyuna çok çabuk adapte oldum. Genellikle son dönem sahne tasarımlarını eskilere nazaran kötü bulduğum Savaş Dinçel, bu sefer oyunun ruhuna oldukça katkı sağlayan hareketli bir sahne tasarlamıştı. Geçen sezon “Ben Sinema Artisti Olmak İstiyorum” adlı oyununu izlediğim Neil Simon’ın, Anton Çehov’un kitabından oyunlaştırdığı 8 hikayeyi, zamanın nasıl geçtiğini anlamadan izledik.

Hikayelerin hepsi bizi güldürdü fakat buruklaştırdı. Zira hikayelerde anlatılanlar, aslında komedi gibi gözükse de trajikomikti ve altında ciddi sistem eleştirileri barındırıyordu.

Oyuncuların ise tamamı çok başarılıydı. Fakat deneyimli oyuncular Funda Postacı ve Aziz Sarvan tüm salonu kendilerine aşık ettiler.

Hem oyunculuklar, hem akış hızı, hem de hareketli ve eğlenceli metninden dolayı bu sezonun yeni oyunlarından “Sevgili Doktor”u izlemenizi tavsiye ederim.

İyi seyirler,

Ben Sinema Artisti Olmak İstiyorum

Ben Sinema Artisti Olmak İstiyorum

  • Şehir Tiyatroları
  • Yazan: Neil Simon
  • Yöneten: S:Bora Seçkin
  • Oyuncular: Ezgim Kılınç, Derya Çetinel, Erhan Yazıcıoğlu

Yıllar sonra bir araya gelen baba kızın hikayesi sıcak ve samimiydi. Son zamanlarda şehir tiyatrolarının trendi olan eğimli sahnenin güzel bir örneğiydi film şeritleri. Oyun içinde kullanılan resim gösterimlerini de çok sevdim. Sahne çok modern ve şıktı.

Oyunculuklar güzeldi yalnız Derya Çetinel’in oyunculuğunu yer yer abartılı buldum.

Baba-kız-aile ilişkilerini sorgulayan, bazen dram, bazen Erhan Yazıcıoğlu’nun katkılarıyla komedi unsurları içeren oyun sıcak ve samimiydi.

Herşeyin net olduğu bir oyuna İmparatorluk Kuranlar’dan sonra ihtiyacım vardı sanırım.

İyi seyirler,

Libby Tucker, on altı yıldır görmediği babasının yanına geldiğinde nasıl karşılanacağını bilmiyordur. Hollywood?da senaryo yazarı olan babası Herbert Tucker, onun sinema artisti olma hayallerine yardım edecek midir? Bu karşılaşmayla başlayan geçmişin sorgulanmasına, babasının kız arkadaşı Steffy ile arasındaki sorunlar da eklenince gerilim artar. Genç bir kızın hayalleriyle, hayattan düş kırıklıklarından yorulmuş bir adamın birbirlerini nasıl etkilediğine ve birbirlerine nasıl ihtiyaç duyduklarına tanık olacaksınız. Bu baba kız hikâyesinde içten içe sessiz sinemadan başlayarak sinemanın gelişimi, sorunları, insandaki yansımaları da işlenmekte…