Türkiye’nin En Yetenekli Müzisyenlerinden Altın Çocuk Yavuz Çetin

Türkiye’nin En Yetenekli Müzisyenlerinden Altın Çocuk Yavuz Çetin

Uzun zamandır bloga yazamadım maalesef. Önce iş yoğunluğu, sonra tatil, sonra bozuk bilgisayar bahanelerim…

Aslında bir süre daha dinlenip, öyle yazmak istiyordum fakat Yavuz Çetin’in ölüm yıl dönümü nedeniyle bu yazıyı yazmayı çok istedim.

Daha önce de bir çok kez yazacaktım, bugüne kısmet oldu Altın Çocuk’un hikayesini ve müziğini paylaşmak…

Yavuz Çetin 25 Eylül 1970’de Samsun’da doğar. Babası gazeteci olan müzisyen, küçük yaşlardan itibaren müzikle ilgilenmeye başlar ve önce cura, sonra bağlama çalmayı öğrenir.

Zamanla ilgisi elektro gitar sesine kayan Yavuz Çetin, 1985 yılında akustik gitarla tanışır ve ardından elektro gitara başlar. 17 yaşında profesyonel müzik hayatı başlayan Çetin, liseden okul arkadaşı olan Ercan Saatçi ile “I Will Cry” adlı şarkıyı yapar ve Hey Dergisinin yarışmasını kazanır.

Liseden sonra Marmara Üniversitesi Müzik Bölümü’ne başlayan müzisyen elektro gitarını elinden hiç bırakmaz ve çalıştığı grup Labirent ile bir çok ödül alır.

Profesyonel yaşamı nedeniyle okulu bitiremeyen Yavuz Çetin, 1990 yılında büyük ses getiren grup Blue Blues Band’i Batu Mutlugil, Zafer Şanlı ve Kerim Çaplı ile kurar. 1970li yılların rock ve blues parçalarını cover yapan grupta hem elektro gitar çalar, hem de vokal yapar.

httpv://www.youtube.com/watch?v=OtfepAdr_nQ

Yaşamı boyunca blues müziklerden etkilenen müzisyen, beste ve söz çalışamalarında da rock ve blues müziğinin ruhunu yansıtır. Jimi Hendrix’in büyük bir hayranıdır ve şarkılarını yorumlamaktan da büyük keyif alır.

1990’lı yılların ortalarında Fuat Güner ile tanışır ve stüdyo müzisyenliği hayatı başlar. Televizyon ve radyolar için yaptığı reklam müziklerinde ve  İzel, Kıraç, Soner Arıca, Turgut Berkes, Göksel gibi şarkıcıların albümlerindeki bazı parçalarda onun gitarının imzası vardır.

Göksel’in “Sabır” adlı parçasında kullandığı Talkbox ile Türkiye’nin Talkbox kullanan ilk gitaristi sıfatını alır.

httpv://www.youtube.com/watch?v=BtpD2_S1iY0

1992 yılında Didem Mandabaş ile evlenir ve 1993 yılında oğlu Yavuzcan dünyaya gelir.

1996 yılının ortalarında MFÖ grubuyla çalışmaya başlar ve grup ile turnelere gider, tüm konserlere gitarıyla eşlik eder. Diğer yandan bar müzisyenliğine de devam eder.

1997 yılında ilk albüm çalışmalarına, Ercan Saatçi prodüktörlüğünde başlar. Stop Müzik etiketi ile çıkan albümü “İlk” beklenildiği üzere yeterince ilgi görmez, değeri sonradan anlaşılır.

Albümdeki parçalardan “Erkeğin Olmak İstiyorum”, Sinan Çetin’in yönettiği Propaganda filminde kullanılır.

httpv://www.youtube.com/watch?v=TaWRD72Fqh4

Albümdeki diğer bilinen parçalardan biri de, Erkan Oğur’un perdesiz gitar performansının da bulunduğu “Dünya” isimli enstrümantal şarkıdır.

httpv://www.youtube.com/watch?v=5UpAyna6vDo

İlk albümünden sonra da MFO ile konserlerde çalmaya ve aynı zamanda da Yavuz Çetin Group isimli grubu ile bar performaslarrına devam eder.

httpv://www.youtube.com/watch?v=nOllsuo12rY

1998 yılında eşimden boşanır. Bir süre sonra geceleri Kadıköy’deki Shaft Bar’da sahneye çıkan sanatçı, gündüzleri de ikinci albüm çalışmalarına da başlar ve 1999 yıllarının sonunda TMC Film Müzik ile anlaşır, ikinci albümü “Satılık” için stüdyoya girer. Mart 1999 da çıkması planlanan bu albümü tamamlar. Tüm söz, müzik ve düzenlemeler kendisine aittir.

Ağustos 2001’de kendisi iyi hissetmez ve hastaneye girmek ister, fakat hastane masraflarını karşılayacak maddi gücü yoktur. Yapım şirketinin desteği ile hastaneye yatan ve yoğun depresyon teşhisi konulan Yavuz Çetin, bir hafta sonra iyileştiği gerekçesiyle taburcu edilir.  Sanatçı, 15 Ağustos 2001 yılında Boğaziçi Köprüsü’nden atlayarak yaşamına son verir.

httpv://www.youtube.com/watch?v=uFGU7_ZhzPY

Henüz ikinci albümü çıkamamışken, dünyaya gözlerini yuman blues gitaristi sanatçı, ardında yaptığı inanılmaz çalışmaları ve hayranlarının bağrına bastığı oğlu Yavuzcan Çetin’i bıraktı.

httpv://www.youtube.com/watch?v=v9c8iPx_jis

Maalesef dinlediğim şarkılardaki o gitar sesinin Yavuz Çetin’e ait olduğunu, onun bedenen yaşadığı yıllarda bilmiyordum. Onu ve şarkılarını tanıdıktan sonra ise hakkında yazılan hemen her şeyi okuduğum ve hemen tüm performanslarını izlediğim bu müthiş müzisyene, herkes gibi ben de büyük hayranlık beslemeye başladım.

Hala “Yaşamak İstemem”, “Oyuncak Dünya” şarkılarını dinler, MFÖ şarkılarındaki performanslarını izlerim.

“Hayatta en çok istediğiniz şey nedir?” sorusuna “6.parmak” diye cevap verecek kadar müziğe tutkun sanatçının mezar taşında, kendi sözleri olan:

” Bir gün gelir herkes kendi yoluna gider, Her şey nasıl başladıysa öyle biter.” yazmaktadır.

Oğlu Yavuzcan Çetin, en son Okan Bayülgen’in programında izlediğimde, babasının bıraktığı yerden elektro gitar performanslarını devam ettirme niyetindeydi. Dilerim o, babasının 31. yaşında bırakmayı tercih ettiği bu dünyada ve ülkede, hakettiği yeri bulur.

Yavuz Çetin’i son ve özet olarak anlatan söz ise, bir ekşi sözlük yazarından:

“bu dünyaya ender gelen ve ender olduğu için yalnız kalan ve işte bu yüzden buralardan gitmeyi tercih eden müthiş yetenekli insan…  (holyrider, 02.11.2003 09:39)

kaynak: wikipedia, yavuzcetin.com, ekşisözlük

Ayhan Sicimoğlu & Latin All Stars

Ayhan Sicimoğlu & Latin All Stars

Suada’da bir arkadaşımın doğum gününde canlı performansını dinleme fırsatı bulduğum Ayhan Sicimoğlu’na televizyonda yaptığı gezmeli-şarkı söylemeli programlardan aşinayım.  Rivayete göre MFÖ’nün ‘ Peki Peki Anladık’ şarkısını kendisine ithaf ettiği perküsyon ustası sanatçı, Tarsus Amerikan Koleji mezunu. Üniversite yıllarında İngiltere?de Miguel Serigides?e ve sonraları Londra?nın meşhur ?White Funk? grubu ?Kokomo? ile beraber çalmıştır. White Funk’tan sonra Türkiye’ye dönmüştür ve o zamanlar henüz kurulmamış olan MFÖ üyeleri ile kurduğu “İpucu Beşlisi ” grubunun Heyecanlı (1968) şarkısının bestesi kendisine aittir.

(Not: Daha önce Mazhar – Fuat adıyla beraber çalışan Mazhar Alanson ve Fuat Güner, ikiliye eşlik eden ve askerden dönen bas gitarist Özkan Uğur, perküsyonda Ayhan Sicimoğlu ve klavyede Galip Boransu ile çalışmaya başladı. Grubun yaptığı bazı İngilizce parçalar İzzet Öz’ün televizyonda yaptığı bir yarışmada bulmaca olarak soruldu. Herkes yabancı grup isimlerini tahmin edip grubu bulamayınca grubun adı “İpucu Beşlisi” kalır. )

httpv://www.youtube.com/watch?v=uPH7ipY17FE

Türkiye’nin ilk klibi. 1968

Türkiye’den sonra İtalya’ya, 2 sene sonra New York’a giden sanatçı latin çevrelerinde bir çok kişi ile çalışmış ve eğitmenlik yapmıştır. 7 sene sonra şu anda da performans sergilediği grubu Ayhan Sicimoğlu & Latin All Stars’ı kurmuştur. Portekizce, İngilizce, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca bilen ve müziğini “Akdeniz Latin” olarak tanımlayan sanatçının opera sanatçısı bir kızı vardır. 2006 yılında Friends&Family adını verdiği ve Kolombiyalı Rodrigo Rodriguez, Kübalı trompetçi Amik Abdel Guerra Ling Long; Perulu Cesar Correa, Fahir Atakoğlu, Aydın Esen, Özkan Uğur, Uğur Yücel, Mirkelam ve kızı soprano Ayşe Sicimoğlu ile çalıştığı bir albümü bulunan sanatçı, halen performanslarına, radyo ve tv programlarına devam etmektedir.

httpv://www.youtube.com/watch?v=6HhpBQjFS5I