Kısa Kısa #14 – 2014 Bilim Kurgular: Dawn of the Planet of the Apes, X-Men: Days of Future Past, Edge of Tomorrow ve Divergent

Kısa Kısa #14 – 2014 Bilim Kurgular: Dawn of the Planet of the Apes, X-Men: Days of Future Past, Edge of Tomorrow ve Divergent

2014 filmlerine izlemeye bilim kurgularla başladım. Özellikle Maymunlar Cehennemi’ni izlemek büyük keyifti. Buyurun yorumlarıma:

Dawn of the Planet of the Apes / Maymunlar Cehennemi: Şafak Vaktimaymun2

  • Yönetmen: Matt Reeves
  • Tür: Bilim kurgu, Aksiyon
  • Yapım: 2014,ABD
  • Oyuncular: Andy Serkis, Jason Clarke, Gary Oldman
  • Süre: 131 dk

“Genleri değiştirilmiş, isyancı maymun Caesar’ın kaçışının üzerinden on sene geçmiştir. Genetik evrim geçirerek daha da zekileşen Caesar, kendisi gibi oldukça akıllı olan diğer maymunlarla birlikte büyük bir maymunlar ordusu kurmayı başarmıştır. Caesar’ın önderlik ettiği bu maymunlar 10 yıl öncesinde yayılan ölümcül bir virüs salgınından kurtulmayı başaran bir grup insanla karşı karşıya gelir. Ve her iki türün de tek bir amacı vardır, yeni dünya düzenini oluşturan ve söz sahibi olan tür olmak!”

1968 yılında  Franklin J. Schaffner tarafından ilki çekilen ve sinema tarihinin en iyi bilim kurgu filmlerinden biri olan Maymunlar Cehennemi?nin yeni versiyonunun ilkini 2011’de izlemiştik.  Fransız yazar  Pierre Boulle?nin kitabından uyarlanarak sinemaya aktarılan serinin ikinci filminde yine Andy Serkis mükemmel Caesar performansıyla başrolde.

Çok şükür ki bu sefer James Francosuz olan filmin, tıpkı ilk filmdeki gibi, duygusal, gerilim ve aksiyon gücü üst düzeyde. Kurgusal hataları, oldukça uzun süresinde bazen göze batsa da film, başından sonuna kadar girdiğiniz o dünyada kalmanızı sağlıyor.

Özellikle bilimkurgu severlerin mutlaka izlemesini tavsiye ederim.

X-Men: Days of Future Past / X-Men : Geçmiş Günler Gelecekx-men

  • Yönetmen: Bryan Singer
  • Tür: Bilim kurgu, Aksiyon
  • Yapım: 2014,ABD, İngiltere
  • Oyuncular: Hugh Jackman, James McAvoy, Michael Fassbender
  • Süre: 132 dk

“Mutantlar soylarının tükenmemesi için zamanda yolculuk yapmak zorundadır zira gelecekte kamplara hapsedilmiş durumdadırlar. Sentinel’ler tarafından avlanıp öldürüldükleri için de nesilleri tükenmenin eşiğine gelmiştir. Mutantların soyunu kurtarabilmek için iki ezeli düşman Magneto ve Charles Xavier güçlerini birleştirirler. Planları Sentinel’lerin yarattığı vahşeti durdurmak üzerine kuruludur. Wolverine (Hugh Jackman), kendi kendini iyileştirebildiği için zamanda yolculuğun onda yol açabileceği yan etkiler yok olacaktır. Bu yüzden Wolverine’i Kitty Pryde’ın da yardımıyla geçmişe gönderirler. Trask Industries’in deneyler sonucu ürettiği Sentinel’lerin yapım aşamasına engel olacaklardır. Acaba bu konuda başarılı olabilecekler midir? “

Bu yedinci X-Men filmiymiş ama ben sanırım daha öncekileri hiç izlemedim. İzlediysem de pek bir şey hatırlamıyorum. Dolayısıyla verimli bir yorum yapamayacağım. İzledim ve sıkıldım, yine.

edgeoftomorrowEdge Of Tomorrow / Yarının Sınırında

  • Yönetmen: Doug Liman
  • Tür: Bilim kurgu, Aksiyon
  • Yapım: 2014,ABD, Avustralya
  • Oyuncular: Tom Cruise, Emily Blunt, Bill Paxton
  • Süre: 113 dk

“Yakın gelecekte dünyayı ele geçiren Mimics adlı uzaylı birliği, birçok büyük şehri yok eder ve milyonlarca insanı ölümün eşiğinde bekletir. Dünyada hiçbir ordu, onların hızına, silahlarının gücüne ve de en önemlisi telepati yoluyla emir verme ve uygulama güçlerine ulaşamaz. Artık dünyadaki tüm ordular bu uzaylı sürüsüne karşı güçlerini birleştirmek durumundadır ve bu güç birliği dışında ikinci bir şansları yoktur. Subay Bill Cage daha önce bu savaşlardan hiçbirine katılmamış tecrübesiz bir askerdir ve atıldığı yeni görevi onun için bir nevi intihar anlamına gelmektedir. Beklenen olur; Cage dakikalar içerisinde öldürülür… Fakat bu bir sonu değil, yeni bir başlangıcı doğurur. Cage, sıradışı bir şekilde cehennem gibi bir günde uyanır, kendini kırılması zor bir döngünün içerisinde bulur. Buna göre her seferinde ölüp sonrasında yeniden dirilip aynı savaşı bir kez daha tekrarlamak zorundadır. Her geri dönüşünde daha güçlü, daha zeki ve Mimics’lerle daha kolay başa çıkabilir hale gelse de kendine verilen iş dünyanın en zorlu görevidir.”

En son Oblivion filminde izlediğim Tom Cruise, yine bir bilim kurgu ile karşımızda. Senaryosu All You Need is Kill adlı romandan uyarlanan filmde, aynı zaman döngüsü içinde defalarca gidip gelen Cage rolünde Tom Cruise, kendisini izlediğim en iyi işlerden birine imza atıyor. Benzer şekilde Emily Blunt’un eşliği de çok başarılı. Büyük bir fanı olmasam da filmi sonuna kadar keyifle izlediğimi söyleyebilirim.

Divergent / Uyumsuzdivergent

  • Yönetmen: Neil Burger
  • Tür: Bilim kurgu, Aksiyon, Romantik
  • Yapım: 2014,ABD
  • Oyuncular: Shailene Woodley, Theo James, Kate Winslet
  • Süre: 139 dk

“Uzak bir gelecekte geçen distopik hikayede insanlık, her biri farklı bir erdemi temsil eden beş farklı parçaya bölünmüş bir düzende yaşamaktadır. İnsanlar 16 yaşına geldiklerinde kendi insani özelliklerine göre bu beş bölümden birine dahil olup ömür boyu bu bölümde yaşamlarını sürdürmektedirler. Tris Prior için de bu kuralı uygulama zamanı geldiğinde kendiyle ilgili büyük bir sırrı keşfeder: Tris, ‘uyumsuz’dur ve herhangi bir gruba ait olması mümkün değildir. Asıl sorun ise uyumsuzların bir lider tarafından yok edildiği ve bu yüzden hayatını kurtarabilmek için kaçması gerektiği gerçeğiyle yüzleştiği an ortaya çıkar. Tris bu belalı yolculukta hem hayatta kalabilmek hem de kendisi gibi uyumsuzların bu düzende neden bu denli tehlikeli bulunduklarını öğrenebilmek için Four adlı gizemli bir yabancıya güvenmek ve onunla işbirliği yapmak zorunda kalır.”

Bir distopya sever olarak filmin konusunu görünce hemen izlemek istedim. Üstelik bu sene The Fault in Our Stars ile de inanılmaz bir performansa imza atan genç yetenek Shailene Woodley başroldeydi. Açlık Oyunlarına benzer hikayesiyle ve klasikleşmiş distopya ögeleriyle klişelere boğulmuş gibi gözükse de farklı bir dünya ve sistem yaratması açısından ortalamanın üzerinde olduğunu düşünüyorum. Gençlere daha çok hitap ediyor olsa da distopya-bilim kurgu sevenler için izlenebilir bir film.

Maymunlar Cehennemi: Başlangıç – Rise of the Planet of the Apes

Maymunlar Cehennemi: Başlangıç – Rise of the Planet of the Apes

  • Yapım: 2011 ~ ABD
  • Tür: Aksiyon,  Bilim Kurgu,  Dram,  Macera
  • Yönetmen: Rupert Wyatt
  • Süre: 2 saat
  • Oyuncular: James Franco,  Tom Felton,  Freida Pinto,  Andy Serkis,  Don Cheadle,  Brian Cox, John Lithgow
” İlki 1968 yılında çekilen Planet of the Apes serisinin en yeni filmi olan Rise of the Planet of the Apes, safkan bir bilimkurgu/aksiyon…San Francisco’da ve günümüzde geçen hikayede genetik mühendislerinin, maymunların beyinlerini geliştirmek için yaptıkları deneyler sonucunda maymunların insanlar üzerinde üstünlük kurmak için açtıkları savaş konu ediliyor.Filmin kadrosunda geçtiğimiz yıl Oscar’a aday olan James Franco’nun yanı sıra,Freida Pinto, John Lithgow ve Brian Cox gibi isimler de var.Rupert Wyatt’ın yönettiği film, önceki orijinal filmlerin senaryosundan devam etmiyor ama onlardan bazı etmenler alarak daha da orijinal bir yeni hikaye yaratıyor. Mitolojinin bir kısmını ele alıyor diyebiliriz. Film aynı zamanda devamının çekilebilmesine yardımcı olacak öğeler de içeriyor.”
*
1968 yılında  Franklin J. Schaffner tarafından ilki çekilen ve sinema tarihinin en iyi bilim kurgu filmlerinden biri olan Maymunlar Cehennemi’nin eski versiyonlarını çok önce izlemiştim. Fransız yazar  Pierre Boulle’nin kitabından uyarlanarak sinemaya aktarılan serinin yeni başlangıcını bu film açıyor.
Filmin başlangıcı çok güzel. İlk sekanstan itibaren oldukça seri ve hızlı gelişiyor olaylar. Herşey dozunda ve abartılmadan, gereksiz hiç bir sahne olmadan başarıyla gidiyor. Sadece, film sırf maymunlar ve erkeklerden oluşmasın diye, Slumdog Millioner’deki rolüyle tüm dünyayı etkileyen Freida Pinto’nun dahil edilmeye zorlandığı sahneler gereksiz ama allahtan kısa olduğundan çok rahatsız etmiyor.
*
İlk yarıda maymun Ceasar’ın annesinin ölümü, yanında kaldığı aileyi korumak isterken kafese kapatılması ve Harry Potter’daki Draco Malfoy karakteriyle aklımıza kazınan ve yine oldukça kötü bir karakterle karşımızda olan Tom Felton’un tarafından işkence görmesi sahneleri çok acıklı. Bir bilim kurgu yapımından beklenmeyecek derecede duygusu olan filmin bazı sahnelerinde gözlerim yaşardı, yüreğim ağzımda izledim.
*
Konu itibariyle “bir grup bilim adamı deney yapar ama sonuçları ve yan etkileri istedikleri gibi değildir” şeklindeki binlerce filmden biri gibi dursa da, hemen her sahnede verdiği mesajlar ve metaforlarla bu kategoriden ayrılan film, ciddi bir “düzen  eleştirisi” bombardımanı yapıyor.
Oyunculuklar için, söylenecek sözlerin tamamını maymun Ceasar rolünü “performans yakalama” tekniği ile gerçekleştiren, deyim yerindeyse gözleriyle oynayan  Andy Serkis’e söylemeli. Zira hem teknoloji anlamında, hem de oyunculuk bakımından inanılmaz bir iş çıkmış. (Aşağıda, yapılan işin önemini ve güzelliğini anlayabileceğimiz bir video mevcut.)
En son kayaların arasında sıkışmış halde 127 Saat’te, sonrasındaysa Oscar töreni sunumunda bıraktığımız James Franco ise standart bir oyunculuk performansı sergiliyor. Hiçbir gerçek hayvanın kullanılmadığı filmdeki tüm maymunlar ise inandırıcılık açısından inanılmazlar. Tüm fiziksel özelliklerin  birebir maymunlarla eşit olduğu filmde, gelişmiş zekaları vurgulamak için insan gözleri kullanılmış. Filmi izleyen birçok kişi maymunlarda insan gözünün inandırıcılığı azalttığını düşünse de, benim fikrim tamamiyle tersi yönde.
*
Hemen herkesin gözüne batan, özellikle üretilen ilaçlarla ilgili bölümlerdeki mantık hatalarını, hızlı kurgusuyla unutturan film, senenin en başarılı Hollywood yapımlarından biri bence. Hem sunduğu görsel şölen, hem anlatılan hikayenin alt metnindeki mesajlar açısından herkese izlemesini tavsiye ediyorum.
İyi seyirler,
*
Not: Gece seanslarını oldukça severim. Bu sefer genelde gittiğim Capitol yerine Nautilus’ta izledim filmi. 00.00 seansına gittiğimde üstkat giriş kapatılmış, yürüyen merdivenlerse çalışmıyordu. Çıkıştaysa sadece bir otopark çıkışı açık bırakılmıştı. Hem gece seansına film koyup, salonun yarısını doldurmak, hem de düzgün yönlendirmeler yapmayıp çalışmayan merdivenlerden bir aşağı bir yukarı dolandırmak olmuyor. Nautilus-Cinebonus yöneticilerinin Capitol’e gidip bir gece seansı izlemelerini ve çıkışta nasıl yönlendirme levhaları ve bariyerlerle misafirlerini yormadan kontrol altında çıkışlara yönlendirdiklerini görmelerini tavsiye ederim.