Erkan Oğur & İsmail Hakkı Demircioğlu Konseri

Erkan Oğur & İsmail Hakkı Demircioğlu Konseri

erkanogur5 Şubat ’16 – Bostancı Gösteri Merkezi

Erkan Oğur‘u kardeşim ve ben çok severiz. Zaman zaman çeşitli karma konserlerde dinlemişliğim vardı fakat direkt kendisinin konserine hiç gitmemiştim. İsmail Hakkı Demircioğlu‘yla sahne alacaklarını duyunca gidelim dedik. Fırtınalı ve hafta ortası bir İstanbul’a göre bence aşırı dolu (2500 kişilik salonun %80i civarı..) olan salon sessizce iki üstadı bekledi ve ilk şarkıdan itibaren derin bir sessizlikle dinledik.

Erkan Oğur açılışta, bu tip konser salonlarında çalmaya pek alışık olmadıklarını söyleyip, onları daha önce dinlemeyen olup olmadığını sordu. İşe onlara sabır dilemekle başladı. =))) Bütün cümlelerini aşırı sakin, yavaş ve ciddi söylerken, biz her cümlesine çok güldük. 4. şarkıdan sonra, “İşte bu tip şarkılar çalıyoruz” dedi sakince. 3-4 şarkı sonra ise “Bu şarkıdan sonra bi ara vereceğiz. Burada adet böyleymiş” dedi. Aradan sonra yine 2-3 şarkı çaldılar. Salon hareketsiz ve sessiz dinledi. Bu sefer “Çok sessizsiniz” dedi üstat. Sen misin sessizsin diyen, her kafadan bir istek şarkı çıktı. Sadece 2 sini çaldılar.

Genel olarak konuşma olmadı. Sadece sazlar ve sesler duyuldu. İki müthiş müzisyenin sazlara hakimiyeti, seslerinin güzelliği, şarkıların-türkülerin derinliği…. Tüm şarkılarda ruhumuz dinlendi, beslendi. Ve finali tabiki “Zeynebim“le yaptılar.

Finalden sonra ben inatla alkışladım bis için ama başka alkışlayan olmadı. Sanırım hayatımda ilk defa bis olmayan bir konser izlemiş oldum böylece.

En yakın zamanda tekrar iki usta müzisyeni canlı canlı dinlemek istiyorum.

Ey Zahit Şaraba Eyle İhtiram
İnsan Ol Cihanda Bu Dünya Fani
Ehline Helaldir, Na Ehle Haram
Biz İçeriz Bize Yoktur Vebali

Sevap Almak İçin İçeriz Şarap
İçmezsek Oluruz Düçar-ı Azap
Senin Aklın Ermez Bu Başka Hesap
Meyhanede Bulduk Biz Bu Kemali

Kandil Geceleri Kandil Oluruz
Kandilin İçinde Fitil Oluruz
Hakkı Göstermeye Delil Oluruz
Fakat Kör Olanlar Görmez Bu Hali

Sen Münkirsin Sana Haramdır Bade
Bekle Ki İçesin Öbür Dünyada
Bahs Açma Harabi Bundan Ziyade
Çünkü Bilmez Haram İle Helali

Harabi

Türkiye’nin En Yetenekli Müzisyenlerinden Altın Çocuk Yavuz Çetin

Türkiye’nin En Yetenekli Müzisyenlerinden Altın Çocuk Yavuz Çetin

Uzun zamandır bloga yazamadım maalesef. Önce iş yoğunluğu, sonra tatil, sonra bozuk bilgisayar bahanelerim…

Aslında bir süre daha dinlenip, öyle yazmak istiyordum fakat Yavuz Çetin’in ölüm yıl dönümü nedeniyle bu yazıyı yazmayı çok istedim.

Daha önce de bir çok kez yazacaktım, bugüne kısmet oldu Altın Çocuk’un hikayesini ve müziğini paylaşmak…

Yavuz Çetin 25 Eylül 1970’de Samsun’da doğar. Babası gazeteci olan müzisyen, küçük yaşlardan itibaren müzikle ilgilenmeye başlar ve önce cura, sonra bağlama çalmayı öğrenir.

Zamanla ilgisi elektro gitar sesine kayan Yavuz Çetin, 1985 yılında akustik gitarla tanışır ve ardından elektro gitara başlar. 17 yaşında profesyonel müzik hayatı başlayan Çetin, liseden okul arkadaşı olan Ercan Saatçi ile “I Will Cry” adlı şarkıyı yapar ve Hey Dergisinin yarışmasını kazanır.

Liseden sonra Marmara Üniversitesi Müzik Bölümü’ne başlayan müzisyen elektro gitarını elinden hiç bırakmaz ve çalıştığı grup Labirent ile bir çok ödül alır.

Profesyonel yaşamı nedeniyle okulu bitiremeyen Yavuz Çetin, 1990 yılında büyük ses getiren grup Blue Blues Band’i Batu Mutlugil, Zafer Şanlı ve Kerim Çaplı ile kurar. 1970li yılların rock ve blues parçalarını cover yapan grupta hem elektro gitar çalar, hem de vokal yapar.

httpv://www.youtube.com/watch?v=OtfepAdr_nQ

Yaşamı boyunca blues müziklerden etkilenen müzisyen, beste ve söz çalışamalarında da rock ve blues müziğinin ruhunu yansıtır. Jimi Hendrix’in büyük bir hayranıdır ve şarkılarını yorumlamaktan da büyük keyif alır.

1990’lı yılların ortalarında Fuat Güner ile tanışır ve stüdyo müzisyenliği hayatı başlar. Televizyon ve radyolar için yaptığı reklam müziklerinde ve  İzel, Kıraç, Soner Arıca, Turgut Berkes, Göksel gibi şarkıcıların albümlerindeki bazı parçalarda onun gitarının imzası vardır.

Göksel’in “Sabır” adlı parçasında kullandığı Talkbox ile Türkiye’nin Talkbox kullanan ilk gitaristi sıfatını alır.

httpv://www.youtube.com/watch?v=BtpD2_S1iY0

1992 yılında Didem Mandabaş ile evlenir ve 1993 yılında oğlu Yavuzcan dünyaya gelir.

1996 yılının ortalarında MFÖ grubuyla çalışmaya başlar ve grup ile turnelere gider, tüm konserlere gitarıyla eşlik eder. Diğer yandan bar müzisyenliğine de devam eder.

1997 yılında ilk albüm çalışmalarına, Ercan Saatçi prodüktörlüğünde başlar. Stop Müzik etiketi ile çıkan albümü “İlk” beklenildiği üzere yeterince ilgi görmez, değeri sonradan anlaşılır.

Albümdeki parçalardan “Erkeğin Olmak İstiyorum”, Sinan Çetin’in yönettiği Propaganda filminde kullanılır.

httpv://www.youtube.com/watch?v=TaWRD72Fqh4

Albümdeki diğer bilinen parçalardan biri de, Erkan Oğur’un perdesiz gitar performansının da bulunduğu “Dünya” isimli enstrümantal şarkıdır.

httpv://www.youtube.com/watch?v=5UpAyna6vDo

İlk albümünden sonra da MFO ile konserlerde çalmaya ve aynı zamanda da Yavuz Çetin Group isimli grubu ile bar performaslarrına devam eder.

httpv://www.youtube.com/watch?v=nOllsuo12rY

1998 yılında eşimden boşanır. Bir süre sonra geceleri Kadıköy’deki Shaft Bar’da sahneye çıkan sanatçı, gündüzleri de ikinci albüm çalışmalarına da başlar ve 1999 yıllarının sonunda TMC Film Müzik ile anlaşır, ikinci albümü “Satılık” için stüdyoya girer. Mart 1999 da çıkması planlanan bu albümü tamamlar. Tüm söz, müzik ve düzenlemeler kendisine aittir.

Ağustos 2001’de kendisi iyi hissetmez ve hastaneye girmek ister, fakat hastane masraflarını karşılayacak maddi gücü yoktur. Yapım şirketinin desteği ile hastaneye yatan ve yoğun depresyon teşhisi konulan Yavuz Çetin, bir hafta sonra iyileştiği gerekçesiyle taburcu edilir.  Sanatçı, 15 Ağustos 2001 yılında Boğaziçi Köprüsü’nden atlayarak yaşamına son verir.

httpv://www.youtube.com/watch?v=uFGU7_ZhzPY

Henüz ikinci albümü çıkamamışken, dünyaya gözlerini yuman blues gitaristi sanatçı, ardında yaptığı inanılmaz çalışmaları ve hayranlarının bağrına bastığı oğlu Yavuzcan Çetin’i bıraktı.

httpv://www.youtube.com/watch?v=v9c8iPx_jis

Maalesef dinlediğim şarkılardaki o gitar sesinin Yavuz Çetin’e ait olduğunu, onun bedenen yaşadığı yıllarda bilmiyordum. Onu ve şarkılarını tanıdıktan sonra ise hakkında yazılan hemen her şeyi okuduğum ve hemen tüm performanslarını izlediğim bu müthiş müzisyene, herkes gibi ben de büyük hayranlık beslemeye başladım.

Hala “Yaşamak İstemem”, “Oyuncak Dünya” şarkılarını dinler, MFÖ şarkılarındaki performanslarını izlerim.

“Hayatta en çok istediğiniz şey nedir?” sorusuna “6.parmak” diye cevap verecek kadar müziğe tutkun sanatçının mezar taşında, kendi sözleri olan:

” Bir gün gelir herkes kendi yoluna gider, Her şey nasıl başladıysa öyle biter.” yazmaktadır.

Oğlu Yavuzcan Çetin, en son Okan Bayülgen’in programında izlediğimde, babasının bıraktığı yerden elektro gitar performanslarını devam ettirme niyetindeydi. Dilerim o, babasının 31. yaşında bırakmayı tercih ettiği bu dünyada ve ülkede, hakettiği yeri bulur.

Yavuz Çetin’i son ve özet olarak anlatan söz ise, bir ekşi sözlük yazarından:

“bu dünyaya ender gelen ve ender olduğu için yalnız kalan ve işte bu yüzden buralardan gitmeyi tercih eden müthiş yetenekli insan…  (holyrider, 02.11.2003 09:39)

kaynak: wikipedia, yavuzcetin.com, ekşisözlük