- Tiyatro Gerçek
- Yazan: W. Gordon Smith
- Yöneten ve Oynayan: Hakan Gerçek
“Geçtiğimiz sezonda büyük ilgi ve beğeniyle izlenen Hakan Gerçek’in oynadığı tek kişilik oyun, Van Gogh bu sezon da yoğun ilgi ve istek üzerine seyirciyle buluşacak.
Van Gogh’un resme başlamasından intiharına kadar geçen süreye, aşklarına, resim tutkusuna, kardeşi ile mektuplaşmalarına, Van Gogh’un atölyesinde yakından tanık olacaksınız…
“Bir yüzden sevgi çıkarılabilir mi ya da bir yüze sevgi eklenebilir mi?”
tiyatrogerçek’ten sevmek ve çalışmak üzerine kurulu bir hayat hikayesi..
Bir portre…
Hakan Gerçek:Ben de bu müthiş ressamı sahneye taşıyorum ve soruyorum: “Onun hakkında ne düşündüğümü aktarmak istedim. Bilmiyorum, bilemiyorum başarabildim mi ?“
Şubat 2009’da premiyerini yapan ‘Van Gogh’ oyununa uzun zamandır gitmek istiyordum. Nihayet kısmet oldu izleyebildim.
Ortaokul ve lise hayatımın bir bölümü resim atölyesinde geçti. Mühtiş bir resim öğretmenimiz vardı. Kendi cebinden parasını ödediği resim kitapları vardı atölyemizde. Kandinsky’den sonra Van Gogh’un kitabını da çok sık elime alırdım. Saatlerce hem okur, hem resimleri incelerdim. Yıllar sonra üniversitenin birinci yılında, yaklaşık 60 kişilik sınıfta hocamız “Resimlerinde gölge kullanmayan ressam kimdir?” diye sorduğunda tek parmak kaldırıp yanıt veren ben olmuş, o kitapların ne çok içime işlediğini anlamıştım.
Oyunda arka planda gösterilen Vincent’ın resimlerinden sadece birini ilk defa oyunda gördüm. Tutuklular Çemberi …. Bu yüzden Resim/Sergi bölümünün yeni katılımcısı, eski bir dostum gibi hissetiğim Van Gogh oldu.
Hakan Gerçek 30 küsür yıllık tiyatrocu. Yıllar önce hocası Müşvik Kenter tarafından sahnelenen oyunu, müthiş bir heyecan ve oyunculuk performansıyla ortaya koyuyor. Kenter Tiyatrosu’ndan ayrıldıktan sonra kendi kurduğu Tiyatro Gerçek’in ilk oyunu olan ‘Van Gogh’ ile 2 saat boyunca bir deli-dahinin portresini izliyoruz.Tek kişilik oyunun altından inanılmaz bir performansla kalkan Gerçek’i ellerim patlarcasına alkışladım. Oyunu herkesin izlemesini mutlaka tavsiye ederim.
Yalnız bu oyun vesilesiyle yine tiyatro seyircilerine değinmek istiyorum. Yavaş yavaş kışa giriyoruz malum. Herkeste bir hastalıktır, bir öksürme-faranjit durumudur gidiyor. Eğer böyle bir durumdaysanız lütfen tiyatroya gelmeyiniz. Son iki oyundur “pöhö pöhö” seslerinin fonunda oyunu izliyorum ve fena halde sinir oluyorum. Eğer geçiremediğiniz bir öksürük, burun akması-çekmesi durumunuz varsa lütfen bir sonraki oyuna ertelettirin biletlerinizi. İstirham ediyorum.
Bir başka konu: Oyun, özel bir tiyatronun oyunu olmasına rağmen 15TL gibi (öğrenci) ortalama bir fiyattaydı. Bağdat Caddesi’nde, şehrin merkezi sayılabilecek bir yerde, ertesi gün haftasonu iken, akşam oynandı. CKM oldukça güzel bir kültür merkezi. Hayal Kahvesi’nde yemeğinizi yiyip, D&R’dan kitaplara bakıp oyun saatini bekleyebilirsiniz. Arabayla gittiyseniz 4 saate kadar kalacaksanız sadece 3TL otopark ücreti verip kapalı otoparka arabanızı bırakabiliyorsunuz.
Salon yaklaşık 600 kişilik. Maalesef 100 kişi bile yoktu içeride. Boş salonu görünce sahnedeki tiyatrocu adına çok üzülüyorum. Ayrıca salondaki 100kişi de “tanıdık” artık. Zira bir avuç insanız tiyatroya giden. Yüzler aşina geliyor resmen. İstiyorum ki hep izdiham olsun salonlarda. Diliyorum o günler de gelecek.
Son olarak 1-2 ay tiyatroya ara vermem gerektiğini üzülerek belirtmek istiyorum. Hem biraz özlemek, hem şimdiye kadar izlediklerimi sindirmek, hem de kitaplarıma biraz daha şevkat göstermek istiyorum.
İzlemek istediğim oyunların listesi başucumda duruyor. Dönüşüm muhteşem olacak. Herkese iyi seyirler,