- Tür : Dram /
- Yönetmen : Tim Burton /
- Senaryo : John August , Daniel Wallace (Kitap) /
- Görüntü Yönetmeni : Philippe Rousselot /
- Müzik : Danny Elfman /
- Yapım : 2003, ABD /
- Süre: 125 dk. /
- Oyuncular: Ewan McGregor (Genç Edward Bloom) , David Denman ,Albert Finney (Yaşlı Edward Bloom) , Billy Crudup (William Bloom) ,Jessica Lange (Sandy Bloom) , Alison Lohman (Genç Sandy Bloom) ,Helena Bonham Carter (Jenny) , Steve Buscemi (Norther Winslow) , Danny DeVito (Amos) /
“William Bloom, babası kanser nedeniyle ölüm döşeğinde olduğu için, aile evine geri döner. Gezgin bir satıcı olan babasını yakından tanımak için, efsanevi bir kişiliği olan adamın gençliğinde yaşadıklarına dair öyküler toplamaya başlar.
Babasının yaşadıklarına dair efsaneler ve mitler, bir puzzle’ın parçaları gibi yerine oturacak ve anlaşılması güç olan adamın yaşamını zaferleriyle ve zaaflarıyla ortaya dökecektir.
Daniel Wallace’ın kitabından uyarlandı. Tim Burton’ın her zaman olduğu gibi nefes kesici bir filme imza attığı söyleniyor.”
Tim Burton çok enteresan bir adam. Hayalgücünün genişliği zaman zaman korkutsa da çoğunlukla büyülüyor insanı. Big Fish sürekli hikayeler anlatan babasına inanmayı uzun zaman önce bırakmış bir çocuğun hikayesi. İzleyenlerde Küçük Prens tadı bırakan film, Tim Burton’ın Beetlejuice ve Edward Scissorhand ile beraber en iyi filmlerinden biri olmuş.(hangisi kötü ki? Batman?)
Filmde, babanın hikayeleri inanılmaz bir görsel şölende anlatılıyor. Bir yandan bu hayal dünyasına hayran olup, diğer yandan aşırı gerçekçi yanınızla ayıplıyorsunuz. Fakat soğuk ve heyecansız gerçeklerle dolu hayatı yalan ve abartı dolu da olsa hikayelerle renklerdirmenin aslında o kadar da kötü bir fikir olmadığı gerçeği, film ilerledikçe insanın içine işliyor.
Peki bu filmi durduk yerde neden izledin derseniz, durduk yere değil efendim. Yekta Kopan nedeniyle. Şu yazısı vesile oldu filmi izlememe. İyi ki de olmuş. Film ilerledikçe her hikayenin gerçeklere dayanan yanları olduğunu öğrenmek ve her hikayeden bir ders çıkartmak çok güzeldi. Mutlaka izlemenizi tavsiye ederim.
İyi seyirler.
zeynep
Not: Aşağıda filmden aklımda kalan özel cümleler var. Not etmek istedim.
- Nehirdeki en büyük balık, aslında yakalanmadığı için bu kadar büyük.
- A man tells his stories so many times that he becomes the stories. They live on after him and in that way he becomes immortal.
- Did you ever think maybe you’re not too big? But, maybe this town’s just too small?
- They say when you meet the love of your life, time stops. And that’s true. What they don’t tell you, is that once time starts again, it moves extra fast to catch up.
- -Bir buz dağına benziyorsun baba, sadece %10 luk kısmın gözüküyor, gerisini görmeme izin vermiyorsun. -Nasıl yani, çeneme kadar mı görüyorsun?