• 7 casaYönetmen: Juan Carlos Maneglia & Tana Schémbori 
  • Yapım: 2012, Paraguay
  • Tür: Aksiyon, kara komedi, gerilim
  • Süre: 105 dk
  • Oyuncular: Celso Franco, Víctor Sosa, Lali González, Nico García, Paletita, Manuel Portillo, Mario Toñanez, Nelly Dávalos, Roberto Cardozo

 “Paraguay´ın uzun yıllardan sonra çıkardığı bu ilk ticari yapım, içinde ne lüks arabalar ne de büyük patlamalar bulunmasına rağmen ülkesinde gişe rekorları kırdı. Slumdog Millionaire / Milyoner ile karşılaştırılan bu kovalamaca-gerilim filmi, Paraguay gerçeğini 17 yaşındaki Victor´un yaşadığı macera dolu bir günle su yüzüne çıkarıyor. Yoksulluğun göz kırpmadan can aldığı bu sokaklarda, pazar yerinde el arabasıyla hamallık yapan Victor´un en büyük hayali bir gün kendini televizyonda görebilmektir. Victor, görür görmez büyülendiği kameralı cep telefonunu satın alabilmek için, içinde ne olduğunu bilmediği yedi tahta kasayı taşımayı kabul eder. Polis, rakip hamallar ve işvereni peşindeyken, onun için önemli olan tek şey, önce kendi hayatı, sonra da kasaları yerine ulaştırabilmektir.

2012 San Sebastian Gençlik Jürisi Ödülü “

Bizim festival programımızın ilk filmi için heyecanla koşturarak Rexx sinemasına gittik. Tam herkes yerine oturdu ki yetkili bir kimse, filmin ilk kopyasında sorun olduğunu, o nedenle ikinci kopyayı oynatacaklarını, eğer sıkıntı olursa paramızın geri iade edileceğini söyledi. Heyecanımız kursağımızda filme bir şey olmasın diye dua ederek seyretmeye başladık ama….

Birinci dakikadan itibaren ikinci kopyaymış, bozulabilirmiş, para iadesiymiş… Hepsini unuttum. 105 dakika boyunca, son zamanlarda izlediğim en iyi filme gözlerimi diktim. Öyle ki Toronto Film Festivali dahil bazı festivallerde gösterilen, adaylıkları bulunan ve İstanbul Film Festivali – Dünya Festivallerinden bölümünde gösterilen film, benim şimdiye kadar izlediğim tüm filmler içinde ilk 10’a girebilir!

Hikayeyi anlatmadan (spoiler vermeden) açıklaması biraz zor ama öncelikle senaryodan bahsetmeliyim. Daha önceki yazılarımı okuyanlar bilir. Benim için bir filmin hikayesi diğer her şeyden daha önemlidir. Bu yüzden 7 Kasa’yı tüm diğer etkenlerden önce hikayeyi çok beğendiğimden bu kadar çok sevdim.

Çok beğendiği kameralı cep telefonunu alabilmek için tesadüf üzerine bulduğu, yüklü miktarda para kazanacağı bir taşıma işi alan 17 yaşındaki Victor’un yaşadıkları ana hikaye gibi görünse de, film ana-yan-dış/ tüm karakterlerin hikayesini, ana hikaye için ne kadar gerekliyse o kadar anlatıyor ve  tüm bu karakterler hikayenin akışı içinde öyle güzel kesişiyor ki… Klasik kesişim hikayelerinden farklı olarak burada beklenmedik anlarda, bazen komik, bazen çok acıklı bir biçimde bunlara şahit oluyoruz. Başlangıcından finaline kadar senaryo müthiş.

Ayrıca elinde bu güzel senaryoyu tutan ekip kurguda da mükemmel bir iş çıkarmış. Özellikle Victor’un ablasının arkadaşının verdiği adrese gittiği ve Victor’un kutunun içindekini öğrendiği sekanslar inanılmazdı.

Senaryo ve kurguda tam puan verdiğim ekip bir de üstüne inanılmaz kamera açıları yakalamış. Hemen hemen tamamı dış mekanda geçen çekimlerde, özellikle pazar yerinde geçen sahneler, kovalamacalar, Victor’un bir tekerinden, bir kasasından olan biteni izlememiz… Çok çok iyiydi.

Yahu kameralar da iyiydi de, oyunculuklarda mı bu kadar iyi olur! Tüm karakterler öyle güzel yerine oturmuştu ki, hiç biri sırıtmadı. Filmde üç-beş saniye görünen hırsız çocuk bile seyirciden reaksiyon alacak kadar iyiydi.

Artık övmekten sıkıldım ama müzikler mükemmeldi. Film zaten güzeldi ama müzikler de öyle güzel destek oldu ki…

Uzatmayayım, müthiş heyecanlı, son anına kadar soluksuz izleten, hem kahkaha attıran hem neredeyse ağlatan bu film için, bir an evvel diğer iki seansa ne yapıp edip bilet alın. Bir daha sinemada izleme şansınız olmayabilir. İyi seyirler,

httpv://www.youtube.com/watch?v=SfdBxqb2ERg

httpv://www.youtube.com/watch?v=N8XUM5VWdKI