- Şehir Tiyatroları
- Yazan: Athol Fugard
- Yöneten: Taner Barlas
- Oyuncular: Ayşen Sezerel , Tolga Yeter
Oyunlar oynandığı salonlara göre o kadar farkediyor ki, nedenini anlamak hiç zor değil. Kadıköy Haldun Taner Sahnesi’nde ne zaman oyun izlesem, 236 koltuk kapasiteli sahnede tek bir boş koltuk olmuyor, fakat 334 koltuk kapasiteli Üsküdar Muhipzade Celal Sahnesi yada 214 koltuk kapasiteli Kerem Yılmazer sahnesine gitsem salonun yarısından çoğu boş oluyor. Haliyle tamamiyle dolu bir salondaki heyecan ve canlılık, boş salonlarda olmuyor. Bence bu oyuncuların performansını oldukça düşürüyor.
Merhaba Hoşçakal’ı her zamanki gibi yarı dolu bile olmayan bir salonda izledik. Oyun uzundu, sadece iki oyuncu olduğundan zaman zaman kopukluklar oldu ama toparlayıp izlettirdi.
Oyunun konusu aşağıda.
Oyundan:
“Biz sadece yoksul değildik, elden düşme insanlardık. Buradaki yaşam da elden düşme. Daha önce kullanılmış ve bize devredilmiş. Yani hiçbir şey bize ulaşmadı. Günler bile bize ulaşamadan önce kullanılıyordu sanki.”
“Oyun yıllar sonra eve dönen Hester’in, erkek kardeşi Johnnie’yle yaşadığı birkaç saat süren aile içi hesaplaşmasını anlatıyor. Yıllarca köle gibi çalıştırıldıktan sonra bir iş kazasında bacağı kopan babaları, hurdaya çıkarılmış bir makine gibi, kenara atılmıştır. Terkettiği eve on beş yıl sonra yalnızca bir “merhaba” ve “hoşçakal” demek için uğradığını söyleyen Hester’in asıl niyeti, babasının tazminat parasından payını almaktır. Yaşamın savurup attığı bu iki kardeş bir gece boyunca yitirdikleri her şeyi; aile, çocukluk, sevinç, umut, aşk ne varsa sorguluyor.“