anish kapoorBir ara sergi ben görmeden bitecek sandım. Uzun süreli sergilerin böyle bir duygusu oluyor. “Nasıl olsa 2 ay daha devam ediyor?” diye düşünüyorum. Sonra bir bakıyorum, son haftası gelmiş bile.

İstanbul’da bu kış, bir haftalık kar soğuğu dışında sıcak gidiyor. Sabancı Müzesi‘de yeri itibariyle öyle yürünesi bir noktada ki, sergiyi gezmek keyifli ama gidiş yolundan da puan alır. Hal böyle olunca, son haftalarında sergiye gittik. Ben çok daha büyük bir kalabalık bekliyordum ama ortalama bir kalabalık vardı. Ve henüz içeri geçmeden Kapoor’un eserlerini görmeye başladık.

1954 yılında Mumbai’de doğan Anish Kapoor, çocukluk yıllarını burada geçirmiş. Hindu bir baba ve Yahudi bir anneye sahip olan sanatçı, 1971-73 yılları arasında kardeşiyle İsrail’e gitmiş ve elektrik mühendisliği bölümünde okumaya başlamış ama 6 ay sonra matematikle ilgili sorun yaşadığından okulu bırakmış. 1973’te Londra’ya gidip Hornsey College of Art ve Chelsea School of Art and Design?da sanat eğitimi görmeye başlamış.

1000names

1000 Names / 1980?1981
Ahşap, alçı taşı and pigment
102×102×102 cm

1980’lerden itibaren sanat çevresince tanınmaya başlayan Kapoor, granit, mermer, pigment ve alçı kullanarak yaptığı geometrik ve biomorfik (doğadan esinlenen şekiller) heykelleriyle dikkat çekmeye başlamış.  Yeni İngiliz Sanatı adı altında anılmaya başlanan sanatçı, 1987’den itibaren taş ile çalışmaya başlamış ve 90’lı yıllarla birlikte aldığı ödüllerle İngiliz sanat ortamının önemli isimlerinden biri haline gelmiş.

1995’te parlak yüzeyli paslanmaz çelik ile çalışmaya başlayan sanatçı, ayna benzeri yansıtmalı yüzeylerle formları bir araya getirerek derinlikli objeler yaratmaya başladı. Farklı malzemeler ve formları deneyimlemeyi seven, form ve boşluk kavramlarını büyüyen ölçekteki heykelleriyle sorgulamaya başlayan Anish Kapoor, 1999 yılında İngilitere’de 35 metre yüksekliğinde çelik ve PVC’den oluşan Taratanta adında bir çalışma yaptı.

httpv://www.youtube.com/watch?v=HJmQeuzOinA

Taratanta / 1999-2000 Baltic Floor Mills, Gateshead / Çelik ve Pvc - 35m
marsyas

Marsyas / 2002 / çelik ve PVC

Taranta’dan sonra benzer anlayışla 2002 yılında Unilever Serisi kapsamında Tate Modern?de gerçekleştirdiği ve yaklaşık 320 m2lik bir alanda yer alan, yine çelik ve PVC kullarak yaptığı Marsyas heykeli çok ses getirdi.

Paslanmaz çelik ile çok sayıda çalışma yapan sanatçı, dış mekanda bulunan bu eserleriyle hem çevreyi ve gökyüzünü yansıtmayı, hem de farklı bir bakış açısıyla derinlik yaratmayı başardı.

cloud gate

Cloud Gate / 2004 – Chicago / Paslanmaz çelik 10×20×12.8m

En çok bilinen eserlerinden olan Cloud Gate‘i 2004 yılında Chicago’da hayata geçirdi.  Millenium Park’ta bulunan yaklaşık 110 ton ağırlığındaki paslanmaz çelikten ayna yüzeyli bu heykel, ziyaretçileri muazzam büyüklüğüyle etkilerken, yansıyan şehir manzarası ve gökyüzü ile halen farklı bir deneyim yaşatıyor.

Kapoor, 2007 yılında Nantes Musée des Beaux-Arts’da balmumu ve yağlı boya ile yapılmış 1,5 merte yüksekliğindeki koca bir kütlenin, raylı bir sistem üzerinde sürekli sürülmesiyle oluşan hareketli çalışması Svayambh ile eserinin değişimini ve zaman-değişim kavralarını sorguladı. Diğer eserlerinde olduğu gibi endüstriyel tasarım, mimari ve sanatın sınırlarında malzeme ve mekanı kullanarak çalışmalar yapan sanatçının, 2008 yılında 150 parça ve toplamda 24 ton paslandırılmış korten çelik ile yaptığı Memory adlı çalışması Berlin ve Newyork’ta sergilendi.

svayambh

Svayambh / 2007 / balmumu ve yağlı boya

memory

Memory / 2008 / Korten çelik – 14.5×8.97×4.48m

shooting

Shooting into the Corner / 2008-2009

2009 yılında Londra Royal Academy’de yaşarken solo sergi yapabilen tek sanatçı olarak eserlerini sergileyen Kapoor, “kendini oluşturan eser”lerinden birine daha burada imza attı. Shooting into the Corner adlı bu çalışmasında balmumu dolu küpleri bir top ile duvara ateş ediyordu. Ve balmumları zamanla aşağıya süzülerek bu eseri oluşturuyordu.

turning

Turning the World Upside Down / 2010 – Crown Plaza, Israel Museum,Kudüs / Paslanmaz çelik 5×5×5m

2010 yılında Kapoor’un 5 metre yüksekliğinde, üzerinde ters ayna etkisi yaratarak dünyayı tepetaklak eden Turning the World Upside Down adlı paslanmaz çelik heykeli, Kudüs’teki İsrail Müzesi’nin bahçesine yerleştirildi. Bu heykel ile sanatçı şehir ve gökyüzünü yer değiştirerek bir nevi dünyevi ve kutsal kavramlarını göz önüne serdi.

leviathan

Leviathan / 2011 / PVC 33.6×99.89×72.23 m

2011 yılında ziyaretçilere şiirsel bir deneyim yaşatması amacıyla yaptığını söylediği oldukça büyük boyutlardaki PVC çalışması Leviathan‘ı Paris’te hayata geçiren sanatçı, tek obje, tek renk ve tek form ile büyüleyici bir etki yaratmayı başardı.

dirty corner

Dirty Corner / 2011 / Installation: Fabbrica del Vapore, Milan – 8.9×6.55×60m

Aynı sene Milano’da Dirty Corner aldı yine paslandırılmış çelik ile 60 metre uzunluğunda ve 8 metre yüksekliğinde bir eser ile ziyaretçilerin ölçek algısını altüst eden bir çalışmaya imza atan Kapoor, çalışmanın içini gezilebilir olarak tasarladı. Tünelin bir ucundan girip ilerledikten sonra zamanla ışığın azalması nedeniyle, sezgilerle yolun bulunması farklı bir deneyim yaşatırken, sergi boyunca 160m3 toprak mekanik bir alet ile heykelin üzerine döküldü.

orbit

Orbit / 2012 – Olympic Park, Stratford, Londra / Çelik – 115 m – Cecil Balmond, Arup AGU ile birlikte

2012’de Londra’daki Olympic Park için tasarladığı 115 metre yüksekliğindeki Orbit, İngiltere’nin en yüksek heykeli ünvanını aldı. Üzerinde seyir terası da bulunan ve hareketli izlenimi veren heykel, her açıdan farklı izlenimler verip, izleyicilerin katılımıyla şekillen bir çalışma olması amacıyla kurgulandı. Ayrıca yukarıyla asansör yerine dönerek çıkılması durumunda sürekli değişen manzara ve üstteki seyir terasında Kapoor’un ters aynalarıyla farklılaşan görüntüler denetimin bir parçası haline getirildi.

arcnova

Ark Nova / 2013 – Lucerne Festival, Matsushima, Japonya / P.V.C – 18×29×36 m

Sanatçının geçtiğimiz sene yapmış olduğu mimari-heykel çalışması Ark Nova ise içinde sahne ve ses sistemlerinin bulunduğu, taşınabilir bir etkinlik mekanı. 500 kişi kapasiteli bu mekanda rengin ve formun, yaratıcılık ve birleştiriciliğe hizmet etmesini amaçlayan Kapoor’a, tasarımda Arata Isozaki eşlik etti.

arcnova2

Ark Nova / 2013 – Lucerne Festival, Matsushima, Japonya / P.V.C – 18×29×36 m

anish-kapoorAnish Kapoor ile ilgili bu bilgilerden sonra gelelim Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki sergiye. Sergi binasına girmeden önce bahçede, sanatçının paslanmaz çelikten yaptığı ayna işlevi gören heykelleri vardı. Aynalara bakınca hem kendinizi, hem özelliğine göre küçülen, büyüyen, ters dönen çevreyi görmek, alternatif bir dünya varmış hissi yaratıyordu.

İçeride ise özellikle mermerler, granitler ile yaptığı ve nasıl yapıldığına akıl sır ermeyen heykelleri göze çarpıyordu. Oldukça etkileyici ve kusursuza yakın formları bayıla bayıla izledik. Gönül isterdi ki dokunalım, hissedelim ama izin yoktu maalesef.

22646561

Her eserinde ziyaretçilerin derinlik ve ölçek hissini şaşırtan sanatçının en çok aşağıdaki taş blok içindeki siyah boşluklu eseri beni etkiledi. Sağından baktık, solundan baktık, o dikdörtgen, taşın üzerine boyanmış gibi duruyor kesinlikle. Görevlinin bakmadığı bir an elimizi uzattık ve taşın içine doğru neredeyse 60-70 cm oyulmuş siyah bir boşluk olduğunu keşfettik. Gözle kesinlikle anlaşılmayan bu boşluk, insanın sinirini bozan ama bir o kadar da büyüleyen bir etki yaratıyor.

x

Sergiyi, eser sayısı ve düzeni anlamında çok beğendim fakat gezerken diğer ziyaretçiler beni çileden çıkardılar. Sergiyi gezerken sevdiğiniz eserleri fotoğraflamak isteyebilirsiniz tabi ki ama diğer ziyaretçilere “pardon, kenara çekilir misiniz?” demek de ne oluyor?

Uzaklaşıp uzaklaşıp fotoğraf çekecekler yüzünden, kimse beklemek ve/ya kenara çekilmek durumunda değil. Sanki etrafımız gazetecilerle kuşatılmış gibi, sürekli birilerinin kadrajını kapatıyorum tedirginliğiyle dolaşmak zorunda kaldık.

Eğer ki sanatçıya bu kadar düşkünseniz, çıkıştaki mağazada sergide bulunan bütün eserlerin isimlerinin ve güzel görsellerinin olduğu kitapçık satılmakta. Onu edinebilirsiniz.

Kaldı ki, kişisel bir gözlem olarak, 2 sn esere bakıp 50 sn fotoğrafını çekenler vardı ve kalabalığın yaklaşık %80ini oluşturuyorlardı (Şaka değil!). Yine kişisel bir tavsiye olarak, eğer profesyonel bir amaçla ve ekipmanla yapmayacaksanız çekimi, cep telefonlarınızla kalitesiz kalitesiz çekmeye uğraşmayın. Serginin tadını çıkarın ve bazı şeyleri belleğinize kaydedin.

Neyse sakinleşip son cümlemi yazıyorum. Anish Kapoor çağdaş sanatın yaşayan en önemli sanatçılarından. Böyle bir değer İstanbul’a gelmişken ve hazır serginin süresi uzatılmışken fırsatı kaçırmayın ve bir an evvel gidin.

İyi gezmeler,

kaynak: anishkapoor.com, wikipedia, sakıp sabancı müzesi, zaman gazetesi,